Siyasette temizlik olmazsa olmaz!..
“Düşmanınızın zayıf yönlerini kendi avantajınıza kullanın. Öte yandan düşmanınız çok güçlüyse, geri çekilin ve onu fethedeceğiniz gün yeniden harekete geçin.” (Atttila)
“Siz, hiç fethullahçıları devlete karşı bir tehdit olarak algılayan, şikâyet eden ya da onlarla uğraşan bir siyasal parti lideri ya da Hükûmet üyesi ya da bir Başbakan gördünüz mü?”
Siyasette temizlik olmazsa olmaz!.. Bu temizlik sadece AK Parti’de değil bütün siyasî partilerde yapılmalıdır... Ancak AK Parti, kendinden önceki FETÖ ile irtibatlı ve iltisaklı siyasetçi ve bürokratları sorgulayabilmek için öncelikle kendi içindeki irtibatlı ve iltisaklı siyasetçi ve bürokratları temizlemek zorundadır.
Ders alınmadığı için tarih değil tarihi hatalar tekerrür ediyor!..
“Delilik: aynı şeyi tekrar tekrar yapıp, farklı sonuçlar beklemektir.” (Albert Einstein)
Her kriz bir fırsattır, denilir. Doğru, her kriz bazıları için iyi bir fırsat olduğu gibi bazıları için de acı bir felakettir.
Şöyle de denilebilir: Kriz iyi yönetilebilirse bir fırsat ve rahmet olabileceği gibi, iyi yönetilemez ve değerlendirilemezse bir zillet ve felaket olur
Arap ve sair İslam ülkelerinin tarihi hataların tekerrür etmemesi için Katar’dan ders alacaklarını ümit ediyoruz.
Gönüller Duada birleşince Cuma’lar güzelleşir.
“Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah'a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle” (Furkân, 25/74)
“Allah’ım! Azabından affına, gazabından rızana sığınıyorum, Senden yine Sana ilticâ ediyorum. Senin şanın yücedir. Sana yaptığım senayı, Senin kendine yaptığın senaya denk bulmuyorum. Sana layık bir surette hamd etmekten acizim” (Müslim, Salat, 222/1090)
Davutoğlu’nun konuşmalarına kulak verilmeli!..
“Nimet içinde iken dostluktan söz açıp, kardeşim! Diyeni dost sayma. Dost, dostunun elini onun perişanlığında, çaresizliğinde tutan kimsedir.” ((Şeyh Sâdî Şîrazî)
Eski Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu; Türkiye gündemi ve siyasetle alakalı önemli açıklamalar yapıyor, lakin sözleri, iktidara muhalif denilen basın dışında, iktidara yakın bilinen (bazılarına göre yandaş görülen) basında yer almıyor!
Davutoğlu’nun pelikan dosyasının kapağını tam da kabine değişikliğinden önce açması, acaba birilerine taze bir mesaj mıdır?
“Yüzde 30 ile başladık” sözleri, acı bir gerçeğin ifşası ve itirafıdır!
“Bir okçu hedefini şaşırdığında dönüp kendisine bakar. Hedefin vurulamaması, hedefin suçu değildir. İsabetinizi artırmak için kendinizi geliştirmelisiniz.” (Girbert Arland)
Başbakan Binali Yıldırım diyor ki; “Başlarken biz yüzde 30 ile başladık, 70 günde yüzde 30'u yüzde 51,4'e çıkardık.”
“Yüzde 30 ile başladık” demek; “16 Nisan’dan 70 gün öncesinde, Ak Parti’nin yüzde 50 civarındaki oyu yüzde 30’lara kadar düşmüştü” anlamına gelmiyor mu?
TGRT’nin bu yayını RTÜK’ün ilgi ve yetki sahasına girmez mi?
“Kalp deniz, dil kıyıdır. Denizde ne varsa, kıyıya o vurur.” (Hz. Mevlâna)
TGRT kanalında yazar ve konuşur Osman Ünlü’nün çocuklar ve camiler hakkındaki çirkin hezeyanları üzerine Diyanet-Sen, Din Görevlileri adına Türkiye genelinde 81 vilayette eş zamanlı olarak Cumhuriyet Başsavcılıklarına bireysel suç duyurusunda bulunuyorlar.
Bu hakaret, sadece din görevlilerine değil bütün Müslümanlara ve hususen bütün cami cemaatine yapılan bir hakarettir…
Ey elleri böğründe yatan, şaşkın adam, kalk!..
“Ey dipdiri meyyit, 'İki el bir baş içindir.' / Davransana... Eller de senin, baş da senindir!
His yok, hareket yok, acı yok... Leş mi kesildin? / Hayret veriyorsun bana... Sen böyle değildin.” (Mehmet Akif)
Son aylarda Başkan Mehmet Gözmez hocaya dışarıdan ciddi bir saldırı var... Adeta Başkan, teşkilatın başından uzaklaştırmak isteniliyor.
Bu saldırı, Başkanın şahsında esasında Diyanet Teşkilatına demektir.
Çocuklar gözün nuru, kalbin sürurudur!..
“Çocuklarınıza ikrâm edin ve terbiyelerini güzel yapın.” (İbn-i Mâce, Edeb, 3)
Soru şöyle de sorulabilir: Türkiye Gazetesi’nin Mehmet Görmez Hoca ile derdi ne?
Acaba, Diyanet teşkilatında Fetö’yle mücadelede Başkan’ın kararlı ve tavizsiz tutumunun bir etkisi olabilir mi?
Ölmek, yok olmak olmadığı gibi şehitlik de can kaybı değildir.
“Sizin için belirlenen bir gün vardır ki, ondan ne bir saat geri kalabilirsiniz, ne de ileri geçebilirsiniz.” (Sebe, 30))
Ölüm, şehidlik de olsa keder ve üzüntü vesilesidir... Ancak inancımız odur ki, ölüm haktır ve her nefis ölümü tadacaktır.
Tayin edilen ömür (ecel) vakti gelince ne bir saat geri kalır, ne de ileri geçebilir!
Hak olan ve vakti gelince vuku bulan ölümün; her nefis için şehid olarak tecelli etmesi ne güzel ölümdür!
Allah indinde günlerin seyyidi cumadır…
“Eğer Allah yolunda öldürülür ya da ölürseniz, şunu bilin ki, Allah’ın mağfireti ve rahmeti onların topladıkları bütün şeylerden daha hayırlıdır.” (Âl-i İmrân, 157)
Bugün dua günü…Bugün şehidlerimize dua günü…
***
Ya Rabbi! Şırnak/Uludere/Şenoba şehidlerimiz başta olmak üzere vatan, millet ve din uğruna canlarını feda eden bütün şehitlerimize rahmet eyle, derecelerini âli eyle, şehidlerimizin yakınlarına ve sevenlerine sabr-ı cemil ihsan eyle!
“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.” (Yusuf Has Hacip)