Yatırım Teşvikleri İstismar Ediliyor (!) Mu ?

“Kaplumbağaya dikkat et! Ancak kafasını çıkarıp risk aldığında ilerleyebilir.”   (James B. Conant)  

Yatırım teşvikleri istismar ediliyor(!) mu?

  5084 sayılı Yatırımı Teşvik Kanunu hükümlerinden istifade edebilmek için; kapsama dâhil illerde bulunan işyerlerinde işçilerin fiilen çalıştırılma şartı bulunmaktadır. Bu işyerlerine ilişkin bordrolarda gösterilmiş olsa dahi fiilen bu işyerlerinde çalışmayan işçiler açısından teşvikten yararlanmak mümkün değildir. Teşvik hükümlerinin uygulandığı 2005 yılından 31.12.2012 tarihine kadar geçen sürede, teşvikten istifade eden işyerlerinde çalışanların fiilen çalışıp çalışmadığı yönünde çok sıkı inceleme yapılmamış olsa da, bu imkânı maalesef kötüye kullanan ve istismar edenler olmuştur.  Bu istismarın devlete iki önemli maliyeti olmuştur… Biri; bazı işyerinde fiilen çalışmayan işçiler bordroda çalışıyor gösterilerek, bazılarının emeklilik sürelerinin (haksız olarak) kısaltılmasına, emeklilik için gün sayısı tutmayan bazılarının da düşük prim ödeyerek erken emekli olmasına sebep olmak. Diğeri; ödenmeyen işçi ücretleri masrafa yazılarak gelir veya kurumlar vergisi matrahının azaltılmasıyla vergi kaybına sebep olmak. Teşvik kanununun süresi uzatılırken, geçmiş dönemdeki eksiklikler giderilmelidir: ·         Gelecek yıllarda istismara fırsat vermeyecek yeni düzenlemeler yapılmalı… ·         Teşvik kapsamındaki illerde, belde belediye merkezleriyle mahrumiyet bölgesi denilebilecek merkezden ve sahilden uzak ilçe merkezlerine daha cazip teşvik oranları uygulanmalıdır. İşçi istihdamında İŞKUR’un rolü… İŞKUR; genel istihdam politikalarının (işgücü arz ve taleplerinin dengeli bir biçimde) oluşturulmasını sağlamak, korunmasına, geliştirilmesine, yaygınlaştırılmasına katkıda bulunmak, işverenle işçi arasında aracılık görevini sürdürmek ve işsizlik sigortası, çalışma ve iş ilişkileri faaliyetlerini yürütmek üzere 05.07.2003 tarih ve 4904 Sayılı Kanun ile kurulmuş bir kamu kuruluşudur. Kurumun verdiği hizmetler… ·         İşçilerin iş aramasına ve bulmasına, işe yerleştirilmesine, meslek seçimine, meslek edinmesine ve değiştirmesine, mesleklerinin geliştirilmesine yardımcı olmak… ·         Kendi istek ve kusuru dışında işini kaybedenlere işsizlik ödeneği ödemek… ·         İşsizlerin mesleki yetersizliklerini geliştirilebilecek staj programları düzenlemek… Staj programı, işçiler kadar (belki de daha ziyade) işverenler açısından büyük bir fırsat! Bu program çerçevesinde, işveren (6 ay süre ücret ve sigorta primi ödemeden) kendi elemanını yetiştirme imkânına sahip bulunuyor. Diğer bir ifadeyle Devlet, (maliyetini kendi üstlenerek) vasıfsız elemanın vasıflı işçi haline getirilmesine (üstelik işverenin kendi işinde yetiştirilmesine) imkân tanımış oluyor. Özellikle meslek lisesi mezunları için bu, bulunmaz bir nimet! ·         Torba Kanunu olarak bilinen 6111 sayılı kanunla getirilen işveren primi teşviki… Bu kanunla, kapsama giren işçinin işe alındığı tarihten itibaren kanunda belirtilen sürelerden durumuna uygun süre kadar 5510 sayılı Kanun’da öngörülen prime esas kazançları üzerinden hesaplanan sigorta primi işveren hissesi İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanmaktadır. İşverenler 31.12.2015 tarihine kadar (kanunda belirtilen şartlara uygun) yeni alacakları işçileri İŞKUR’a kayıtlı işsizlerden tercih etmeleri halinde (İŞKUR’a kayıtsız işsizlere göre) daha fazla süre ile bu teşvikten istifade edebilmektedirler! İŞKUR yeterince kendini tanıtabiliyor mu? Muhasebe büroları, elektrikçiler, bilgisayarcılar, oteller, imalat sanayi, torna-tesviye v.s. işyerleri; acaba İŞKUR’u yeterince tanıyorlar mı veya İŞKUR’un hizmetlerinden ne derece istifade ediyorlar? Yahut İŞKUR bu tür firmalara kendisini yeterince tanıtabiliyor mu? Şahsi kanaatimiz odur ki; (kurumsallaşmış büyük işletmeler hariç) küçük ve orta ölçekli işletmelerce İŞKUR yeterince tanınmamakta ve hizmetlerinden de yeterince istifade edilememektedir. İşçi kesiminin işverenlerden daha fazla bu kurumun hizmetlerinden istifade ettiği de bir realitedir. Çalışma ortamının iş verimine etkisi… Gerek özel gerek resmi kurumlar, idari binalarının yer seçiminde (ister mülkiyetini satın alma, ister kiralık olsun) maliyet yüksekliğine bakılmaksızın genelde merkezi yerler tercih edilir. İş hayatında önemli vazifeler üstlenmiş İŞKUR Giresun İl Müdürlüğü binasının yere seçiminde maalesef bu kurala riayet edilmediği görülmektedir. Kurum, şehrin iç kesiminde resmi daire özelliği pek bulunmayan kiralık bir binada hizmet veriyor. Mevcut (kiralık) binayı kurum sıfatıyla bağdaştırmak zor. Böyle bir binada çalışmak zorunda bırakılan personelin motivasyonunun acaba iş verimine etkisi nasıl olabilir? Kadı ki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı mülkiyetinde bulunan şehrin merkezindekiBağ-Kur eski binası boş dururken, kurumun kiralık binada hizmete devam etmesini nasıl yorumlamak lazım? Acaba bürokratik bir engel mi var, yoksa başka duygusal(!) sebepler mi bulunuyor? İşsizlik ödeneğinde haksız kazanç! Kendi istek ve kusuru dışında işini kaybedenlere işsizlik ödeneği ödenmesi, fevkalade (işçi açısından) güzel bir uygulama. Ancak istismara açık bir husus! Geçmişte bir yazımızda bu hususa dikkat çekmiştik. İşte, “İşçi çıkışlarında hak gaspı!..” ara başlıklıo yazımızdan (bu mevzuyla alakalı) bir bölüm: “Resmi ve kamu müesseselerinde olması mümkün olmayan, kurumsallaşmış büyük firmalarda da olması ihtimal dışı olan, ama küçük firmaların çoğunda uygulanma ihtimali büyük olan, hukuk kılıfına uydurulmuş hak gaspı: İşsizlik parası almak için hukuki hile yoluna başvurmak! İşçi kendi isteği ile işten ayrılmış, istifa etmiştir… İşten ayrılan işçilerin (yeni işe girinceye kadar) işsizlik parası alabilmesi için işçinin işveren tarafından işten çıkartılmış olması gerekir. Yani kendi isteği ile işten ayrılan işçi işsizlik parası alamaz! İşte bu noktada bazı müesseselerde (az da olsa!) hukuki hile yoluna başvurulduğu görülür… SGK’ya verilen işçi çıkış bildirimlerinde işten ayrılış sebebi olarak (istifa değil) işverence işten çıkarılma gösterilir! Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkililerinin dikkatine!.. ·         İşsizlik ödeneğinde haksız kazanca sebebiyet vermemek için caydırıcı yeni düzenlemeler yapılmalıdır! ·         Vergi mevzuatında mükellefe tanınan pişmanlıkla beyan hakkı; sosyal güvenlik sahasında, SGK bildirgelerinde de tanınmalıdır. ·         İŞKUR yetkililerince İşsizlik ödeneği başvuruları bu yönüyle de incelenmelidir! İşverence haksız ve usulsüz işten atılan işçiye tazminat ödenmesi gayet haklı bir uygulama… Ya, ihbarsız ve usulsüz işten ayrılan (istifa eden) işçinin işverene verdiği zararın tazmini ne olacak? Devletin işverenin haksız uygulamasına karşı işçiyi koruma sorumluluğu kadar, işçinin işvereni zarara uğratan eylemlerine karşı işvereni koruma sorumluluğu bulunmaz mı? Diyanet İşleri Başkanlığı yetkililerinin dikkatine!.. Cuma hutbelerinde kaçak elektrik kullanmanın dinî hükümlerinden bahsedilmesi ne kadar ehemmiyetli ise, hak edilmeyen bir ödeneğin kanuni hile yoluyla elde edilmesi mevzusunun (cemaate anlatılmasının) daha da ehemmiyetli olduğunu düşünüyoruz. Netice itibariyle İŞKUR’un hizmetlerinden yeterince istifade edebilmek için, işçi ve işverenlerin İŞKUR’la tanışmalarını ve kuruma kayıt olmalarını tavsiye ederiz.  İlaveten, Ticaret ve Esnaf Odaları ile Meslek Odaları (bilhassa SMMM Odaları) oda binalarında umumi seminerlerden ziyade üyelerinin kendi işyerlerinde birebir yapacakları bilgilendirme çalışmalarının (teşviklerden yeterince istifade edebilme yönünde) daha müessir olacağını düşünüyoruz.   “Hayatın her alanında sorulması gereken soru ‘Ne elde ettik?’ değil, ‘Ne yaptık?’ tır.” (Carlyle)   Vesselam… 24.02.2013      

www.giresunaktuel.com’da yazı…

YORUMLAR
Site İçinde Ara

Haftanın Sözü

“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.” (Yusuf Has Hacip)

Namaz Vakitleri
Giresun Hava Durumu
GİRESUN