Siyasetçi ve Bürokratın Sorumluluğu.. Ahmed ÇITLAKOĞLU

Siyasetçi ve Bürokratın Sorumluluğu..

“Kusuru kendisine söylenmeyen adam Ayıbını hüner sanır” (Şeyh Sadi)

Siyasetçi ve Bürokratın sorumluluğu..

Ak Parti Giresun Milletvekili, CHP’li Giresun Belediye Başkanının icraatlarını eleştiriyor… Belediye Başkanı da ağır ifadelerle cevap veriyor… Ak Parti İl Başkanı -aynı zamanda Belediye Meclis Üyesi- Belediye Başkanının cevabına (Milletvekili adına) karşılık veriyor… Kim ne dedi?.. Kim nasıl cevap verdi?.. Konuşmaların muhtevası kadar zamanlama ve üslup önemli… Önce… Sn. Milletvekilinin, seçildiği günden buyana Belediyenin hizmetleriyle alakalı ilk ciddi değerlendirmesine şahit oluyoruz!.. Her halde top oynamaktan (!) yeni fırsat buldular… Geç de olsa, tebrik etmek lazım… Ancak bazı iddialarında haklı da olsalar, zamanlama iyi seçilmemiş gibi!.. Özellikle Atapark projesiyle alakalı eleştirilerinin zamanlaması isabetli değil! Kaldı ki siz iktidardasınız. İddiaları yenilemek yerine, ortaya atılan iddiaları araştırıp, varsa usulsüzlük, hukuken yapılması gerekeni yaparsınız!.. Ataparkla alakalı “Belediyenin izinsiz inşaat yaptığı” iddiası ilk defa bu köşe de gündeme geldi. (06.05.12 tarihli yazı) Sn. Milletvekiline hassasiyetinden dolayı teşekkür ediyoruz. Lakin mezkûr yazımızda da belirttiğimiz gibi; Ataparkın bir kısmı Hacımiktat Camisine ait olup, koruma alanı içine dâhildir. İnşaat yapılabilmesi için Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğünden izin alınması lazım. Belediye “izin için Kurul’a müracaat edildiğini, henüz karar verilmediğini” ifade ediyor. Belediye belki “Kurul kararının olumsuz çıkma ihtimaline karşı” baskı oluşturmak için, inşaatı hızla devam ettirmiş de olabilir! Milletvekilinin bu eleştirilerinden sonra, şayet Kurulun kararı; “Ataparkın inşaatına müsaade edilemez” mahiyetinde olursa; Kurul her ne kadar bağımsız olmasına rağmen, muhalefetin “Milletvekili önceden mesajını göndermişti, İktidar Kurula baskı yaptı, karar böyle çıktı” gibi -hiç de haklı olmayan- kara propagandasına fırsat verilmiş olmaz mı? Ey.. Ak Parti Milletvekilleri halk size sormaz mı?... Sizler, iktidar olarak, bu izinsiz inşaat için bugüne kadar niçin gereğini yapmadınız?Son dakikada yapılan böyle bir konuşmanın sizleri sorumluluktan kurtaracağını mı zannediyorsunuz? Saniyen… Belediye Başkanının İktidar Partisi Milletvekiline cevabî üslubu da pek şık olmamıştır!.. Böyle bir üslubun; İktidarla muhalefetin diyalogunu kesintiye uğratması kaçınılmaz! Bu, Belediyenin Hükümetten talep edeceği hizmetlerin aksamasına sebebiyet vermiş olmaz mı? Muhalefet partili bir Belediye Başkanının “benim -hizmet için- hükümetin desteğine ihtiyacım yok” deme lüksü olamaz. Halka bunun izahını yapmak zor olsa gerek! Eleştirilen bir mevzuda muhatabın iddialara cevap vermesi gayet tabiidir. Ama üslup böyle olmamalıdır!.. Bu tür eleştirilere, Belediye Başkanı yerine Parti İl Başkanının veya Parti Milletvekilinin cevap vermesi; halkın takdir edeceği bir siyaset yaklaşımı olabilirdi!.. Her halükarda İktidar ve Muhalefet Partilerinin basit ve kısır sürtüşmelerinin faturası halka ödettirilmemelidir. Esasen herkes üslubuna dikkat etmeli… Ama “seçilmiş” siyasetçiler daha da dikkatli davranmalıdır. Sonra, birbirlerine hoşgörülü olamayan üst kademedeki siyasetçiler (farklı partilerde de olsalar) alt kademedeki seçmenlere, nasıl kardeşlikten, beraberlikten bahsedebilirler? Bahsetseler bile nasıl etkili olabilir? Yoksa etkili olamayışlarının sebebi; yapmadıkları veya yapamadıklarını başkalarından istemeleri mi? Salisen… İktidar-Muhalefet sürtüşmesinin olduğu böyle bir toz-duman ortamında; Giresun Valisi Dursun Ali Şahin’in Belediye Başkanını ziyareti de (zamanlama açısından) pek şık olmamıştır!.. Evet, bir Valinin ilin Belediye Başkanını ziyareti gayet tabiidir. Bu, normalde eleştirilecek değil, takdir edilecek bir harekettir… Ancak… Siyasetçiler kadar bürokratlar da söz ve fiillerine, neyi nerede, ne zaman konuşacaklarına dikkat etmelidirler!.. Özellikle yanlış yorumlara sebebiyet verecek hareketlerden, “yanlış anlaşıldım, ben onu kastetmemiştim” gibi sözlerden kaçınmalıdırlar. Bu güne kadar, bu köşede; Sayın Valinin icraatları, çalışma azmi ve gayretleri, hizmet aşkı hep takdir edilmiştir. Lakin bu ziyaret, Sayın Valiyi sıkıntıya düşürecek gibi görülüyor!... Öyle ki… İktidarın bir Milletvekili, Belediyenin “Kurul iznine bağlı” bir inşaatı hakkında, bir iddia ortaya atıyor.. Siz, soruşturma açıp neticeyi kamuoyuna açıklayacak yerde, üstelik henüz Kurul kararı netleşmeden, Başkana ziyarette bulunuyorsunuz!.. Hatta “tartışmalı Atapark projesine” (basına yansıdığı kadarıyla) övgüler yağdırıyorsunuz!.. O zaman sorulmaz mı?.. Yoksa… Trabzon Kültür ve Tabiat varlıklarını koruma bölge Müdürlüğünden izin mi çıktı? Basında çıkan ve milletvekilinin de gündeme taşıdığı izinsiz inşaata soruşturma açtırdınız da, soruşturmanın neticesinde Belediye kusursuz mu bulundu? Peki… · Henüz Kurulun izin kararı çıkmadan “Devleti temsilen” yapılan böyle bir ziyaret; Kurula “başlamış ve ilerlemiş inşaatı durdurmayın(!)” anlamında bir baskı gibi yorumlanmaz mı? Bu yorum haklılık kazanırsa, bundan böyle “izinsiz, usulsüz nice işlemlere yol açılmış” olmaz mı? · İktidar-Muhalefet tartışması esnasında yapılan böyle bir ziyaret; “hayrola, İktidarla Vali arasında yine mi ihtilaf başlıyor?” yorumlarına sebebiyet vermez mi? · Kurulun kararı olumsuz çıkar da, Atapark projesi durdurulursa; izinsiz inşaata bugüne kadar soruşturma açtırmadığınız gibi, takdir ettiğiniz bir proje için soruşturma açtırmak zorunda kalırsanız bu sizi sıkıntıya sokmaz mı? Bu ziyarette muhtemelen bu mevzular konuşulmamış da olabilir. Önemli olan içeride ne konuşulduğundan ziyade, dışarıya nasıl mesaj verildiği!.. Hatta belki de… “Taşbaşı parkında bulunan ve 1937 yıllarında yıkılmış olan Sultan Selim Cami ve Medresesinin (Hüdavendigar Külliyesi) temellerinin tespiti için kazı çalışması yapılabilmesine dair Valiliğin Belediyeden istediği izin talebinin ret dilmiş olması”;ziyaretin gündem maddelerinden biri de olmuş olabilir!.. İster milletvekili ister bürokrat, ister seçilmiş ister atanmış olsun, kamu adına hizmet mevkiinde bulunanların -toplumun beklentilerini nazara almaksızın- fevrî hareket etmeye hakları yoktur!.. Siyasetçi ve bürokratlar 24 saat açık “Haber Mobesa !” kameraları önünde faaliyette bulunduklarını unutmamalıdırlar. Hatta poz vermekten kaçınmalılar!... Kaldı ki, bizler “resim ve haber” peşinde koşmuyoruz. “Haber Mobesa !” kameralarına takılan görüntüleri yayınlıyoruz!... Hatta makaslayarak servis ediyoruz!.. İlave bir şey de söylemiyoruz!.. “Dost; acı söyleyen değildir. Acıyı tatlı söyleyebilendir.” (Mevlana) Vesselam… 24.06.12

www.giresunaktuel.com’da yazı…

24.06.2012 21:47

YORUMLAR

Yorum Yaz