“Kurdun kafasını, halkın koyunlarını paraladıktan sonra değil,önce kesmek gerekir.”(Şeyh Sadi)
Mısır'daki Darbenin Verdiği Mesajlar!..
Müslüman ülkelerde kara darbeler listesine yeni bir tarih düştü; 3 Temmuz 2013…Bu tarih; demokratik seçimle (haklin %52’sinin desteğiyle) iktidara gelen Muhammed MURSİ’nin şahsında Müslümanların idaresine tahammül edemeyen azgın azınlığın alnında kara bir leke olarak daima hatırlanacaktır! Darbeyi yapanlar kadar, darbeyi destekleyenler de lanetle anılacaktır.Darbeyi destekleyen veya sessiz kalan sahte demokrat ülkelerden ziyade, Suudi Arabistan gibi ülke yöneticilerinin tavrı Müslümanları daha da derinden yaralamıştır.Mısır’daki bu kara darbe; …· Mısır’ın Müslüman halkını daha da bilevleyecek, mücadele azmini daha da kamçılayacaktır…· Müslüman Kardeşlerin (İhvan-ı Müslümin) başarısına gafil Müslümanlarla İslam karşıtı güçlerin tahammülsüzlüğünün tescilidir.· Sair halkı Müslüman olan ülke halklarının, zalim devlet idarecilerini sorgulamasına vesile olacaktır…· Zalim devlet idarecilerini daha da tedirgin edecek, bundan böyle rahat uyku onlara haram olacaktır!· ABD ve Avrupa devletlerinin sahte demokrat maskelerinin düşmesine vesile olmuş ve nice sahte yüzleri açığa çıkarmıştır…· Demokrasi kelimesinin, Müslümanları ve mazlumları aldatmak ve oyalamak için, emperyalist İslam karşıtı zalim güçlerin kendi haklarını ve hukuklarını korumak ve güven altına almak için icat ettikleri, efsunlu bir kelime olduğunu deşifre etmiştir.Efendim demokrasi idaresi, halkın kendi kendini idare etmesi imiş!.. Hangi halkın idaresi? Bu halk tarifinin içine Müslümanlar girmez mi?Efendim insan hakları imiş!.. Hangi insan hakları?Onların nazarında Müslümanlar insan değil mi?Sizi gidi İslam düşmanları sizi! Sizi gidi Müslüman düşmanları sizi!..Maske düşmüş, çirkin suratlar sırıtmıştır!Artık oyun bozulmuştur! Bundan böyle hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır!“Küfür tek millettir” gerçeğini (bugüne kadar) anlamayanlar da inşallah uyanmıştır!Bundan böyle, Türkiye’de ve sair ülkelerde yaşayan Müslümanlar (mezhep, meşrep ve cemaat farkı gözetmeksizin) küfre karşı birleşmeli ve birlikte hareket etmelidirler!Darbecilerin basiretsizliği…Müslüman bir ülkede en yüksek yargı organının başına tescilli bir Hıristiyan’ın (Adli Mansur) getirilmesi ayıbı yetmezmiş gibi, o şahıs devlet başkanlığına getiriliyor…Yoksa! Suriye’de Esed’in yaptığı gibi, Mısır’da (halk sokağa çekilerek!) halkı kırdırma planları mı yapılıyor?Ordu, darbenin ardından “Anayasayı askıya aldığını” ilan ediyor!Atanan Hıristiyan devlet başkanı, Anayasa(!) üzerine yemin ederek sözde göreve başlıyor!Hangi Anayasa üzerine yemin ediliyor? Olmayan, askıya alınan Anayasa!Bunu yapan kim? Anayasa Mahkemesi Başkanı!Sevsinler sizin hukuk anlayışınızı! Demek ki darbecilerin hukuk anlayışı böyle! Öyle mi?İstihbaratın önemi...Ordu, Mursi’ye 48 saat süre tanıyor ve süre biter bitmez, darbe gerçekleştiriliyor!1-2 saat içinde tak, tak… Taşlar yerine oturtuluyor. Devlet televizyonu işgal ediliyor!.. Anında Mursi taraftarı (sempatizanı) Tv kanalların tamamı kapatılıyor. Kısa sürede bütün kilit noktaları ele geçiriliyor. Ev adreslerinden gözaltılar ve tutuklamalar başlıyor!Demek ki Ordu, değil 48 saat, hatta 48 gün, aylar öncesi darbe hazırlığında imiş!.. Belki de Mursi seçimi kazandığı andan itibaren darbe hazırlığına başlanmış!Bu, Ak Parti iktidara geldikten hemen sonra, 2003-2004 yıllarında ergekon ve balyoz sanıklarının darbe hazırlıklarını başlamasına benziyor.Demek ki derin devlet ve darbe stratejini bütün dünyada aynı!Ne acı ki Mursi bu darbe hazırlıklardan önceden haberdar olamıyor!Demek ki devlet istihbarat teşkilatı Devlet Başkanı Mursi’ye değil, derin devlet adamlarına çalışıyormuş!Liderin kendi ekibini kurması…Darbe kokusunu alan Mursi’nin yakınında bulunan sözde çalışma arkadaşları, (danışmanları, bakanları) darbe öncesi teker teker istifa ediyor. Mursi yalnız bırakılıyor.Demek ki devlet idaresinde fazla hoşgörülü olmak, fazla demokrat geçinmek, istikrar için yeterli değil!Demek ki, kendi güvenilir ekibinle çalışacaksın! Dışarıdan çakma(!) isimleri yanına yaklaştırmayacaksın!Bu vesileyle Sayın Erdoğan’ın 10 yıldır, ta belediye başkanı iken beraber çalıştığı, tanıdığı, test ettiği, güvenilir kişilerle çalışmayı tercih etmiş olmasındaki isabet de (daha iyi) anlaşılmış oluyor!Mursi, Erdoğan mukayesesi…Mursi, bir yılda, devlet yönetiminde siyasi tecrübesizliğin de etkisi ile kadro yetersizliğinin kurbanı olmuştur.Bu, Müslüman ülkelerde zalim idarecilerden sonra, seçim kazanıp koltuğa oturmanın, devlet idaresinde yeterli olmadığını gösteriyor!Siz başkansınız, lakin eski yönetiminin kadrosu ile çalışmak zorundasınız!Faraza muhalif bir siyasi partinin militan ruhlu elemanları ile doldurulmuş bir belediyeye başkan seçilmiş bir başkanın aynı (eski) kadro ile hizmet edebilme ve başarılı olma şansı nasıl yoksa, devlet yönetiminde de durum aynıdır.Bugün Mısır’da yaşananlara bakınca, Erdoğan’ı takdir etmemek mümkün değil!Gerçi Erdoğan’ın 10 yıllık başarılı idaresinde, rahmetli Erbakan Hocamızın 1980 öncesi CHP-MSP, AP-MSP-MHP (1. Ve 2. MC), RP-DYP (Erbakan-Çiller) koalisyon hükümet tecrübelerinin katkısı unutulmamalıdır.Mursi, bir diktatörden sonra devlet başkanı oluyor…Erdoğan ise (eksik de olsa) demokratik bir sistem içinde yönetime geliyor.Ne Türkiye Mısır’a benzer, ne de Türk milletini Mısır halkı ile mukayese etmek mümkündür.Bu itibarla,“Mısır’daki kara darbeden Türkiye’deki çapulculara(!) acaba ekmek çıkar mı?”diye, kimse heveslenmemelidir!Ak Parti’nin alması gereken mesajlar!..Sayın Başbakan!..Sizler, Türkiye’nin bugünkü (fert başına düşen) Milli Gelirini ve ihracatını 2-3 misli artırmış olsanız, ağır sanayiyi kurup kendi uçağımızı, topumuzu, tankımızı üretseniz, işsizliği sıfırlasanız; içteki malum çapulcuları(!) tatmin edemezsiniz!Aksine onları daha da azdırmış ve tahrik etmiş olur, onları daha yeni oyunlar(!) kurmaya itmiş olursunuz!Hatta 3. Havalimanı, 3. Boğaz köprüsü ve Kanal İstanbul’da olduğu gibi bu yatırımlardan menfaati zedelenecek emperyalist sermaye güçlerinin ve malum devletlerin düşmanlığını daha da artırmış olacaksınız!O halde! Yatırımlara (hız kesmeden, ilave projelerle) aynen devam edilirken…· Çalışma ekibi tekrar gözden geçirilmeli, tam sadık ekiple yola devam edilmeli.· Geçmişte vazife verilmiş, halen vazifede bulunan ehil ve güvenilir bürokratlar harcanmamalı, değerlendirilmeli.· Bundan böyle özellikle kritik noktalara atanacak bürokrat seçiminde daha hassas olunmalı!· Hükümetin ve belediyelerin faydalı ve güzel hizmetlerini adil şekilde yayınlayan, tanıtımında bulunan genel ve mahalli basın kuruluşları (gazete, Tv, radyo, internet siteleri) teşvik edilmeli, imhaiçin mevzilenen kuruluş ve yazarlar ile ihya için gayret gösteren kuruluş ve yazarlar fark edilmelidir!· Miting meydanlarını dolduran (Ak Partili veya diğer partili) gönül erlerinin kıymeti iyi bilinmeli, ihmal edilmemelidir. Parti teşkilatlarında mesai mefhumu gözetmeksizin ter döken üye veya gönül veren insanlarımız onura edilmeli. Hiç değilse dertleri dinlenmeli, talepleri sorulmalı!· İktidarın nimetlerinden istifade etmek için teşkilat birimlerinde yer alanlar (gözükenler!) ile hizmet için mücadele verenler karıştırılmamalı, iyi tasnif edilmelidir!· Zor şartlarda nöbet mahallini terk etmeyecek güzel insanların gönlünü kıracak hareketlerden kaçınılmalıdır.· Kurum ve şahıs aleyhinde yazılan bir yazı ve habere cevapta gecikilmez, suç unsuru varsa anında dava açılır! Lakin lehte yazı ve haberler, herhalde kurum ve şahısları pek ilgilendirmez! Yoksa Başbakan’ın talimatı mı bekleniyor?“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.” (Yusuf Has Hacip)Vesselam…07.07.2013
“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.”(Yusuf Has Hacip)