“Aldırma söylenenlere: Varsın, görenler seni bir ot sansın. Sen gül ol da, uğruna ötmeyen bülbül utansın”(Hz. Mevlana)
Mali Müşavirler Oda seçimleri…
Meslek Odaları; Oda Kanununda yazılı hizmetler ile mevzuatla odalara verilen görevleri yerine getirmek amacıyla kurulan, tüzel kişiliğe sahip kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır.Muhasebecilik ve müşavirlik mesleği ilk defa 01.06.1989 tarihinde 3568 sayılı kanunla hukuki statüye kavuştu.3568 sayılı Oda kanunu ancak19 yıl sonra, 26.07.2008 tarihli 5786 sayılı kanun ile önemli değişikliğe uğradı.Yazı mevzuumuzu ilgilendiren en önemli değişiklik ise; “Odalarda üst üste iki seçim döneminde iki defa Yönetim Kurulu başkanlığına seçilmiş olanlar, aradan iki seçim dönemi geçmedikçe Yönetim Kurulu üyeliğine seçilemezler” hükmüdür.Oda seçimleri…5786 sayılı kanunla getirilen diğer bir önemli değişiklik: İki yılda bir yapılan Olağan Genel Kurul toplantılarının üç yılda bir yapılması ve Oda Yönetim Kurulu vazife süresinin de iki yıldan üç yıla çıkartılmış olmasıdır.Mayıs ve Haziran ayları Türkiye genelinde seçim dönemi…Bu yılki seçimler, Oda tarihinin en heyecanlı ve tartışmalı seçimi olacak gibi görülüyor!Öyle ki, değil iki dönem, 3-4 dönemdir, hatta Oda kurulduğu tarihten buyana başkanlık koltuğunda oturanlar için zor bir seçim olacak gibi!Meslek Odaları meslek mensuplarına hizmet vasıtalarıdır.Oda başkanlığı ve yönetim kurulu üyeliği; zamandan, işten, aileden fedakârlık ister…Normalde nimetten çok külfet gerektirir…Lakin bu böyle nasıl bir göz yaşartıcı fedakarlık yarışıdır?! Aman ya Rabbi!…Daha önce bir vesile ile yönetime seçilmiş olanlar, hizmet külfetinin (!) tadını alanlar, başka kardeşlerinin külfete (!) girmemesi için büyük gayret gösterirler!Adeta “Bizler yandık… Başkaları yanmasın (!)” diye mücadele ederler!Evet, 5786 sayılı kanunla getirilen “üst üste iki seçim döneminde iki defa seçilmiş olanlar” hükmü gerçekten çok önemli!Bu arada, 5786 sayılı kanunun hazırlanmasında büyük emeği olan (hatta fikir babası sayılan) İstanbul Meslekte Birlik Grubu Başkan Yardımcısı, hemşerimiz Mali Müşavir Sayın İbrahim BALCI ile kanunun mecliste müzakere sürecinde fevkalade mücadele veren, özellikle tasarının (Cumhurbaşkanının yeniden görüşülmek üzere Meclise iadesinden sonra) kanunlaşmasında gayretleri inkar edilemeyen Giresun Ak Parti Milletvekili, Grup başkanvekili Sayın Nurettin CANİKLİ’yi tebrik ve takdir etmeliyiz.Ey yıllardır hizmet külfetinin tadına doyamayan başkan ve yönetim kurulu üyeleri!..
· Geliniz bu işi tadında bırakınız!
· Fani dünyada geçici makamlar için fazla ihtiras sahibi olmayınız!
· Kanun hükmü gereği koltuğu bırakmak zorunda kalmayınız!
· Bugüne kadar sizlere destek veren gençlere ağabeylik yapınız!
· Tecrübelerinizden onların istifade etmesine ve onlarında tecrübe kazanmasına imkân tayınız!
· Nasıl ki başarılı futbolcular, elden ayaktan düşmeden, pilleri tamamen bitmeden zirvedeyken alkışlarla futbolu bırakıyorlarsa, sizler de bu kongrede kendinizi alkışlatınız!
Ey ilk defa yönetime aday olacak gençler!..
· Oda yönetimine “yönetim kurulu üyeliği” sıfatını elde etmek için değil, hizmet etmek için talip olunuz!
· Oda mevzuatını “sorulacak her soruya cevap verebilecek derecede” iyi tetkik ediniz!
Hukuken iki dönemden fazla üst üste seçilememe yasağı her ne kadar Oda başkanlarına getirilmiş olsa da, yönetim kurulu üyeleri de bu hükme uyacaklarını kamuoyuna deklare etmelidirler. Hatta delegelerden bir dönem için yetki istenilmelidir!Oda yönetime aday olmaması gerekenler…Seçimlere kazanmak ümidiyle girilir.Haliyle her aday kendini seçilmiş yönetim kurulu üyesi görmelidir.Bu itibarla yönetim kurulu üyelerinde aranması gereken vasıflar adaylarda da aranmalıdır.Güçlü Oda, güçlü yönetimle mümkündür.Güçlü yönetim için de güçlü adaylara ihtiyaç vardır.
· Çek ve senet’i protestolu olup ekonomik kriz içinde olanlar, inceleme neticesi geçmiş yıllarla alakalı Vergi dairesi ve SGK’ya borcu olanlar, Vergi Mahkemelerinde ihtilaflı dosyası bulunanlar yönetim kurulu üyeliğine aday olmamalı, aday gösterilmemeli, şayet bu durumda olanlar seçilirlerse istifa etmelidirler.
· Odaya siyaset girmemeli, Odalar siyasi partilerin arka bahçesi görüntüsü vermemeli…
Siyasi parti mensuplarının Oda yönetimlerinde bulunmalarına hukuken bir engel yok!Hatta 20.6.97 tarihinde 4276 sayılı kanunla siyaset yasağı kaldırıldı!Maddenin değişmeden önceki hali: “Odalarkuruluş amaçları ve Kanunda belirtilenler dışında hiçbir faaliyet gösteremezler, kendilerine Kanunla verilen görevlerin yerine getirilmesiyle ilgili olmayan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleyemezler, siyasetle uğraşamazlar, siyasi partiler, sendikalar ve derneklerle ortak hareket edemezler, siyasi partilere maddi yardım yapamazlar, onlarla siyasi ilişki ve işbirliği içinde bulunamazlar, milletvekili ve mahalli idarelerin seçimlerinde, belli adayları destekleyemezler” hükmünü amir idi.Buna rağmen, meslek mensuplarının birlik ve beraberliği, mesleki dayanışması için,siyasi parti teşkilat yönetimlerinde bulunanlar, Belediye ve İl Genel Meclisi üyelik sıfatını taşıyanlar,Oda yönetimlerine(nezaketen) aday olmamalı…Oda Yönetim Kurulu Üyelerinin dikkatine!..Oda başkanı ve yönetim kurulu üyeleri, meslek mensuplarının ihtilaflı mes’elelerinin çözümünde (Oda adına) verdikleri hizmet karşılığı ücret talep etmemelidirler. Hatta verilen bu hizmet karşılığı değil ücret alınması, üyenin “maden suyu(!)” dahi içilmemelidir!Bu ifadelerimiz herhangi bir oda ile alakalı değildir.İster Giresun olsun, ister Erzurum, İzmit, İstanbul, Ankara, Konya Oda seçimleri olsun, bütün Odalar için geçerlidir!Yönetim kurulu üyeleri, seçimden sonra hal ve hareketlerine daha dikkat etmeli…Söz ve fiillerinin sadece şahıslarını ve şahsi bürolarını değil, Odayı bağladığı unutulmamalıdır.Hatta şahsi büro personellerinin hareketleri dahi Odayı bağlayacaktır.Unutulmamalıdır ki, bundan böyle, yönetimden birinin söz ve hareketleri eleştirilirken; “- Mali müşavir (A) Beyefendinin hareketine bakınız!” denilmez…“- Aaa… …Odası başkanı (veya yönetim kurulu üyesi) (B) Beyefendinin hareketine bakınız!”diye eleştirilecektir!Bu, sadece Oda yönetimlerine mahsus bir durum değildir. Hemen hemen bütün kurum ve müesseseler için geçerlidir.Nitekim İmam-Hatip, hoca, müftü, müdür, belediye başkanı isimleriyle değil, bulundukları makam ve sıfatlarıyla eleştirilir!Makam ve mevkiler artıkça tevazu da artmalıdır.Maalesef günümüzün en büyük hastalıklarından biri de; belirli makam ve mevzilere atanan veya seçilen bazı kişilerin o sıfatları taşıyamamalarıdır. Mesela, öyle kişiler vardır ki milletvekili seçilir; akrabasını, komşusunu, dostunu tanımaz! Veya tanımak istemez!Babası milletvekili olmuş bazı evlat vardır ki; büyüğünü tanımaz, selam vermeye tenezzül dahi etmez, başkalarının kendine selam vermesini bekler!Evet, gençlere fırsat verilmeli, tecrübe kazanmalarına imkan tanınmalı, ama bu tür tehlikelere de dikkat çekilmeli!Özellikle başkan adayları, yönetim kurulu listelerini hazırlarken bu kriterlere dikkat etmelidir.Aynı zamanda Oda Başkan adaylarının “ben başkan adayıyım” diye adaylıklarını kendilerinin açıklamaları yerine, oda üyelerinin, özellikle muhtemel yönetim kurulu adaylarının müşterek talebi ile (seçimden önce) takdim edilmesi ve açıklanmasının daha şık olacağını, daha güçlü başkana imkân tanıyacağını düşünüyorum.“Amirlik isteme; İstemeden sana reislik teklif edilirse, yardım görürsün.Eğer istemek suretiyle bir mevkiye geçersen yardımsız, acziyet içinde kalırsın.”Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)Vesselam…05.05.2013
“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.”(Yusuf Has Hacip)