Kurtulmuş Ak Parti’ye Ne Getirir..?

“Sana rağbet ve muhabbeti olan kişiye rağbet etmemen, nasibinde noksana düşmendir. Senden hoşlanmayana rağbet etmense alçalmandır.” (Hz. Ali)

Kurtulmuş Ak Parti’ye ne getirir..?

Has Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuşun Başbakan Erdoğan tarafından Ak Parti’ye davet edilmesi siyaset gündeminin ana maddesi oldu. Siyasetçilerin ve aydınların kayıtsız kalmadığı ve kalamayacağı bir mevzu… Hatta CHP Kurultayını gölgede bıraktığını iddia edenler bile oldu. Herkes bilgi ve tecrübesine göre değerlendirme yapıyor… Numan Beyin Ak Parti’ye bizzat Başbakan Erdoğan tarafından davet edilmesi; basit bir hadise değil! Bu daveti, herhangi bir şahsiyetin partiye kazandırılması olarak değerlendirmek, çok amatörce bir analiz olur. Kaldı ki Numan Bey sıradan bir siyasetçi de değildir. Mes’eleye rey açısından bakılacak olursa; “% 50’nin üzerinde oy potansiyeli olan Ak Parti için % 0,77 oy oranına sahip bir parti başkanının partiye katılmasının ne ehemmiyeti olabilir?” diye küçümseyenler olabilir!.. Numan Kurtulmuş’un Ak Parti’ye katkısı Has Parti’nin oy oranından çok daha fazla olacaktır. Kaldı ki, Genel Başkanın gelişi; parti tabanının da tamamen geleceği anlamına gelmez. Bir kişinin siyasi ağırlığı; taşıdığı, sahip olduğu sıfatlarıyla orantılıdır. Numan Kurtulmuş, 1998 yılında Fazilet Partisi il Başkanı ve Genel İdare Kurulu Üyesi olarak aktif siyasete giriyor. Ve 26 Ekim 2008’de Saadet Partisi Genel Başkanlığına “Milli Görüş Lideri” olarak rahmetli Erbakan Hoca tarafından layık görülüyor. 01.04.12 tarihli yazımızda Numan Beyin Saadet Partisi’nden uzaklaştırılmasının Erbakan Hocanın bir ince siyaset taktiğinin neticesi olduğunu vurgulamıştık. Demek ki bugünlerin planı 2008 de hazırlanmış! Numan Bey; her kesimle diyalog kurabilen, inançlı, milli görüş davasının çilesini çekmiş, siyasi sahada projeleri olan, idare edilebilen ve idare edebilen ender siyasetçilerden biri. Aynı zamanda Sosyal Siyaset, Çalışma Ekonomisi ve İnsan Kaynakları Yönetimisahalarında uzman bir ilim adamı… “İdare edilebilen olmak”: Bir liderin yönetiminde uyumlu çalışabilmek; her yiğidin harcı değildir! Siyasette en fazla önem verilen sıfat; “İdare edilebilen olmak”tır. Numan Kurtulmuş’un ne Saadet Partisi ne de Has Parti Genel Başkanlığı döneminde Ak Parti ve Tayyip Beye karşı kırıcı, rencide edici bir sözü olmadı. Bugüne kadar kara muhalefet yapmadı. Hatta Anayasa referandumunda EVET reyi kullanacaklarını ilk açıklayanlardan… Tayyip Erdoğan,  kurduğu ve iktidara taşıdığı Ak Parti çatısı altındaki son milletvekilliği ve Genel Başkanlık dönemini Siyasette Ustalık Dönemi olarak vasıflandırmıştı. Bu mesajın kamuoyunda ne kadar doğru anlaşılabildi meçhul!.. Siyaset uzmanı Tayyip Beyin Siyasette Ustalık Dönemini Mimar Sinan’ın Mimaride Ustalık Dönemi gibi anlamak lazım!.. Nasıl ki Mimar Sinan’ın Ustalık Dönemindeki eserleri hem önceki kendi eserlerinden hem de başkalarının eserlerinden farklılık arz ediyorsa, Tayyip Beyin Siyasette Ustalık Dönemindeki hizmetleri de geçmişle mukayese edilemeyecek derecede farklı olacaktır!.. Bu, parti teşkilatlanmasında bariz görülecektir… Hükümet yapılanmasında, kanuni düzenlemelerde, hükümetin icraatlarında “siyasette ustalığa”şahit olacağız demektir!… 30 Eylül’de Ak Parti Genel Kongresi var. Kongreye kadar başka şahsiyetlerin de davet edileceği söyleniyor. Bu yeni davetlilerden bazıları Gene İdare Kuruluna da alınabilir. Hatta Parti Genel Merkezinde vazife de verilebilir. Bu sebepledir ki… 30 Eylül; siyasette bir milat olabilir!.. 1 Ekim; Meclis açılışında büyük sürprizler yaşanabilir!.. Büyük projeler büyük hazırlık gerektirir!.. Numan Kurtulmuş’un Ak Parti’ye katkıları neler olabilir? Kararsız seçmenleri etkilemek..! Kararsız seçmen: Hiçbir siyasi partiye karşı ön yargılı olmayan, her seçimde değişik partilere rey verebilen, seçime 1-2 gün kalana kadar siyasi tercihini henüz netleştirmeyip son anda en güçlü zannettiği ve seçimi kazanacağına inandığı partiyi destekleyen seçmen kitlesidir. Bunların oranı; genel seçmenin % 10-15’i civarındadır. Bütün siyasi partilerin bu kesim üzerinde hesabı vardır! Ak Parti Numan Beyin ilmi ve siyasi tecrübelerinden istifade edecektir. Has Parti’nin tabanından bir miktar rey gelebilir… Ama esas katkı; kararsız seçmenin Ak Parti’ye teveccühüne vesile olacaktır… Erdoğan’dan sonrası için hesabı(!) olanların hesabını bozmak..! Erdoğan “siyaset en fazla 3 dönem yapılmalıdır”  prensibinin en azından Ak Parti’de yerleştirilmesinde kararlı… Yani Ak Parti’de Genel Başkanlık ve Milletvekilliği döneminin son yılları… Başbakan’ın bu kararlılığını bilen bazı şahsiyetler “O’ndan sonra sıra bana gelebilir” diye bir hesap içinde olabilirler!.. Aynı zamanda tecrübeli siyaset uzmanı Erdoğan’ın, Merhum Turgut Özal’ın Anavatan’da, Süleyman Demirel’in DYP’de yaşadıklarını yaşamamak için temkinli ve tedbirli davranması; siyasette uzmanlığın gereğidir!.. İşte, bu sebepleNuman Kurtulmuş Ak Parti’ye davet edilmiş olabilir!.. Peki… - Partiye yeni davet edilip de hemen partide vazife verilenlerden öncekilerden rahatsız olanlar olmaz mı? - Olabilir… Ama onların sesleri pek çıkmaz ve etkili de olmazlar! Çünkü onlar gayet iyi bilirler ki mevcut siyasi konumlarını ve sıfatlarını Erdoğan’a borçlular. Kaldı ki onlara sormazlar mı?: “Erdoğan Ak Parti’de bugüne kadar aldığı her kararda isabetli hareket ediyordu da şimdi mi yanlış düşünüyor? Şimdiye kadar itaat ediyordunuz da şimdi isyan mı ediyorsunuz?” Erdoğan’dan sonra Ak Parti’de Başkan kim olur? Genel Başkan kim olursa olsun, bu ismin eski partililerden değil, yeni davetliler arasından olma ihtimali yüksektir!.. “Mevcut partililer arasında Başbakanlık yapabilecek kişiler yoktur” demek, saygı sınırlarını aşmak olur. Ne var ki seçimini bizzat kendisinin yaptığı ve yıllardır beraber çalıştığı kişileri en iyi tanıyan da Erdoğan’dır. Şimdiye kadar “ikinci adam” olarak birilerinin sahneye sürülmemiş olması yukarıdaki ihtimali kuvvetlendirmektedir! Mevcutlar arasında: Bu partide Tayyip Bey kadar bizimde hakkımız ve katkımız var. Tayyip Bey bugünkü konumuna yalnız gelmedi. Onun döneminde O’na hiçbir itirazımız olmadı. Müsaade etsin bundan sonra biz devam edelim diye düşünenler olabilir… Ancak… Bir ticari şirkete, bir müesseseye idareci atamıyorsunuz… Türkiye gibi bir ülkenin müstakbel Başbakanını hazırlayacaksınız. İşaret edeceğiniz isim; hem ülke içinde, hem de uluslararası camiada kabul görebilmelidir. Büyük sorumluluk isteyen zor bir iş!... Yanlış bir tercih ve karar; bugüne kadar yaptığınız bütün güzel hizmetlerinizi ve temiz karizmanızı sıfırlayabilir!.. Partili olmak, dava adamı olmak, uzun yıllar hizmet vermiş olmak, bazı sahalarda uzman olmak, Erdoğan’a yakın olmak; Başbakanlık için yeterli değildir. Buna rağmen, “yenileri kazanalım, partiye yeni enerji katalım, vitrin değiştirelim” derken eskiler özellikle kadimler ihmal edilmemelidir. Partinin kuruluşundan bugüne kadar muhtelif teşkilat kademelerinde bir süre hizmet vermiş olanların “unutulmamalarını beklemeleri” gayet normaldir ve haklarıdır. Lakin  “onlardan önce hizmet verenler olmasaydı, kendilerinin bugün bu imkanlara sahip olamayacakları” gerçeği de inkâr edilmemelidir!.. Siyasi nezaket böyle olmamalıdır!.. Seçimlerde milletvekili listeleri Genel Merkez tarafından titizlikle hazırlanır… Kesin listeler, aday sayısının 5-10 misli aday adayları arasından oluşturulur. Malum, seçilenler meclise gider, seçilemeyenler evine dönerler. Bir Milletvekilinin cenazesi veya düğün cemiyeti olur, nerdeyse bütün teşkilat mensupları, Milletvekilleri, Bakanlar orada hazırdır!.. Bu, güzel bir hareket; takdir edilmesi gerekir. Lakin Milletvekili Aday Listesinde yer almış olmasına rağmen (sebep ne gösterilirse gösterilsin) İlahi takdirin neticesi  seçilememiş adayın cemiyeti olur; Genel Merkezden pek iltifat eden olmaz!.. Bu sınır, bu kadar keskin mi olmalıdır? Günümüzde  “şahsa değil, kürke değer verildiğini”,  dolayısıyla insanımızın şahsına değil, sıfatına hürmet edildiğini biliyoruz!.. Bu, bütün siyasi partilerdeki adayların müşterek sıkıntısı. Ancak her sahada farklı olduğu iddia edilen Ak Parti’de böyle bir tavır çok daha dikkat çekici!.. Geleceğin siyasi yapısının yeniden dizayn edildiği (dışarıdan yeni davetler yapıldığı)  bu günlerde bu paradoksu bir hatırlatalım istedik!.. Böyle bir hareket; bir adayın şahsi rey potansiyellerinden ziyade kamuoyunda yapacağı sinerji açısından değerlendirilmelidir!.. Seçilmişlere niçin alaka gösteriyorsunuz demiyoruz… Ama lütfen diğer seçtiklerinize de kısmen alaka gösteriniz!.. “Meşe gölgesinde filizlenen yosunlar Çok defa kendilerini meşe fidanı sanırlar." (Cenap Şehabettin) Vesselam… 22.07.12    

www.giresunaktuel.com’da yazı…

YORUMLAR
Site İçinde Ara

Haftanın Sözü

“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.” (Yusuf Has Hacip)

Namaz Vakitleri
Giresun Hava Durumu
GİRESUN