Kabil olanlar; Habil, İbrahim ve İsmail olamayanlar Kurbandaki hikmeti ve Bayramdaki güzelliği anlayamayacaktır!..
‘‘Kenar-ı Dicle’de bir kurt aşırsa bir koyunu, gelir de adl-i İlahi sorar Ömer’den onu.”
***
11 Ağustos Pazar, Kurban Bayramı…
Kurban Bayramı, Kurban kesmeye ve eş-dost, sıla-i rahim (akraba) ziyaretlerine vesile olması sebebiyle Müslümanlar için büyük bir nimettir, ibadettir… Bazıları için bir tatil fırsatı, bazıları için de hayvan pazarlama fırsatıdır.
***
Kurban; İbrahim aleyhisselamın oğlu İsmail aleyhisselamı Allah için feda edebilmesinin, oğul Hz. İsmail’in de babası Hz. İbrahim’e itaat ve teslimiyetinin sembolüdür.
Kurban Bayramı; “Ben hanif (hakka yönelmiş) olarak, yüzümü gökleri ve yeri yaratan Allah’a çevirdim ve ben müşriklerden değilim. Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir. O’nun hiçbir ortağı yoktur. Ben bununla emrolundum ve ben Müslümanların ilkiyim.” diyerek, Resul-i Ekrem’in sünneti üzere kurbanlarını kesenlerin bayramıdır…
Kurban Bayramı Müslümanların bayramıdır… Habillerin, İbrahimlerin, İsmaillerin bayramıdır… Kurban Bayramı; kendini ve Rabbini bilenlerin, tefekkür ve tezekkür edenlerin, gönülden Rabbine teslim olanların bayramıdır…
Kurban Bayramı; Allah için maddi fedakârlıkta bulunan, verilen nimetlere şükreden, keder ve sıkıntılara sabreden, kendilerini haramdan koruyan ve yaptıkları ibadet ve tövbelerle günahlardan temizlenen Müslümanlara; bu ibadetlerinin karşılığı olarak Allah’ın bir hediyesidir…
***
Bayramlar, özellikle Ramazan ve Kurban Bayramı; zenginlerin fakirlerle, evlatların anne ve babalarıyla, torunların babaanne-anneanne ve dedeleriyle, akrabaların, kardeş ve dostların birbirleriyle buluşma ve kaynaşma vesilesidir.
***
Bayramlar, Müslümanlar için turizm müesseselerini ihya etme vesilesi ve tatil fırsatı değildir…
Bayramlar, ana ve babalardan, akraba ve dostlardan, komşulardan uzaklaşmaya değil yakınlaşmaya bir fırsattır.
Kurban Bayramı sıradan bir tatile dönüştürülmemeli, turizme kurban edilmemeli!
***
Kabil olanlar; Habil, İbrahim ve İsmail olamayanlar Kurbandaki hikmeti ve Bayramdaki güzelliği anlayamayacak; Kurban kesmeyi hayvan katliamı, bayramlaşmayı da turistik tatil bilecek ve göreceklerdir.
***
Kurbanlık hayvanların kontrolü!..
Diyanet İşleri Başkanlığı yayınladığı Kurban Tebliğiyle “Sağlık durumu iyi olmayan, özellikle büyükbaş hayvanlarda 2 yaşını doldurmamış (kapak atmamış), kurban vasfı taşımayan hayvanların kurban satış yerine alınmayacağı ve satışına izin verilmeyeceği”ne dikkat çekiyor…
Giresun Tarım il Müdürlüğü de (Başka vilayetlerde de aynı uygulama var mıdır bilmiyoruz) Kurban satış yerlerine gelen hayvanların pasaportlarına kırmızı renkli “KURBANLIK UYGUNDUR” kaşe vurulması uygulaması başlatmış bulunuyor…
Belki büyük şehirlerde rastlanmamış olabilir, lakin küçük İl ve İlçelerde özellikle sığır cinsinden küçükbaş hayvanlardan (100-120 kiloluk danalar veya tosun denilen erkekler) süt dişini atmamış, 2 yaşını doldurmamış (kapak atmamış) olanların kurban pazarlarında ve özel mandıralarda rahatlıkla satılabildiği (geçmiş yıllarda) tecrübeyle sabittir.
Öncelikle kurbanlıklık hayvanlarda (son iki yıldır) böyle bir denetim uygulaması başlatan Giresun Tarım ve Orman İl müdürlüğünü tebrik etmek gerekir.
Ancak merak ediyoruz:
Kurban vasfı taşımayan (kurbanlık olmayan) hayvanları “kurban olur, kurbanlıktır” diye satışa sunmak; ayıplı ve hileli malı satmak, vatandaşı aldatmak suçudur…
Kurban satış yerlerinden “kurban olmaz” diye satıştan men edilen hayvanların bulunması demek, hileli mal satan, sahtekâr satıcıların “ayıplı ve hileli mal satma suçu” işlemiş olduklarının da tespit edilmesi demektir…
Peki, bu sahtekâr hayvan satıcıları hakkında hukuki bir işlem başlatılmış mıdır, ya da başlatılacak mıdır?
Şehir merkezlerinde yapılan kontroller acaba köylerde ve mahalle aralarındaki özel mandıralarda da yapılıyor mu?
Satışa sunulan sağlığa zararlı ve hileli malların kontrolünden sorumlu olan Belediyeler, İlgili ve yetkili Bakanlıklar; kurban satış mahallerinde kurbanlık vasfı taşımayan, kurban olmayan ayıplı ve hileli hayvanların kontrolünden sorumlu değil midirler?
***
Kırmızı kaşe uygulaması güzel, lakin yeterli değil!
Yapılan denetimlerde sağlıksız ya da yaşı uygun olmadığı için hayvan satış mahallerinin dışına çıkartılan hayvanların satıcıları hakkında hukuki işlem başlatılmalı ve ticaretten men edilerek caydırıcı tedbirler alınmalı…
(Birkaç sahtekâr satıcı hakkında (bir ilçe ve il hudutları dâhilinde) böyle bir uygulamanın yapılması; muhtemelen hem kurban olmayan hayvanların satış mahallerine gelmesine mani olacak, hem de dürüst hayvan satıcılarının korunmasına vesile olacaktır.)
Hayvan satış mahallerine Büyük boy “Bu pazarda kurbanlık olmayan hayvan yoktur!” afişleri asılmalı…
Kurbanlık olmayan hayvanları ihbar edenlere ikramiye taahhüdü yapılmalı!
Hayvan satış pazarlarına getirilmeyip (Köy ve mahallelerde) özel mandıralarda satış yapılan hayvanlar da kontrol edilmeli.
***
“Bilmeden yapılan hata yanlışlıktır, bilerek yapılan hata ise ihanettir.” (B.Brecht)
Vesselam…
29 Temmuz P.tesi 2019 / 26 Zilkade 1440
“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.” (Yusuf Has Hacip)