III. Abdülhamid; R.Tayyip Erdoğan… Ahmed ÇITLAKOĞLU

III. Abdülhamid; R.Tayyip Erdoğan…

“Padişah Abdülhamid sayesinde Batı âlemi, bilhassa Dışişleri teşkilatları; Halifeye, İslâm âleminin Papası gözüyle bakıyorlardı. Onun bu sıfatla kullanabileceği nüfuzdan çekiniyorlar, hattâ korkuyorlardı.” (Wanbery)

III. Abdülhamid; R.Tayyip Erdoğan…

Terör devleti İsrail yanıbaşımızda vahşet sergiliyor; çocuk yaşlı, sivil asker demeden Müslümanları hunharca katlediyor; dünya susuyor, batı ve İslam ülkeleri susuyor… Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bölgede değil, dünyada tek ve ciddi ses!.. Başta İsrail olmak üzere Esad’ın, Sisi’nin ve bütün zalimlerin korkulu rüyası… Dün, İsrail devletinin kuruluşuna engel olan cennet mekân Abdülhamid’i tahttan indirenler… Bugün, bölgede İsrail’in yayılmasına engel olmaya çalışan torun III. Abdülhamid Recep Tayyip Erdoğan’ın devlet başkanı olmasına karşı çıkıyorlar! İsrail’in Ramazanın son günlerinde bütün imkânlarıyla Müslümanları yok etmek için saldırıları, Firavun’un ‘Musa’ korkusuyla bütün erkekleri katletmesini hatırlatıyor… Ama ne çare!.. O Firavun ki Musa’ya mani olamadı… O Nemrut ki İbrahim’i yakamadı! Türk milleti ve dünya artık kimin ne olduğunu ve ne yaptığını, yarın ne yapabileceğini gayet iyi biliyor… Recep Tayyip Erdoğan, 11 yıllık başbakanlık döneminde gücünü dünyaya tescil ettirmiştir. Erdoğan’ın artık devlet başkanı seçilip seçilemeyeceği değil, ‘halkın ne kadar desteğiyle’ seçileceği takip ediliyor!.. % 51’le seçilirse, Güçlü Türkiye’nin Güçlü Lideri olur!.. % 55-60’la seçilirse, Bölgenin Güçlü Lideri kabul edilir… % 65-70’le seçilirse, dünyanın en güçlü liderleri arasında yer alır. Güçlü lider, güçlü Türkiye demektir… Güçlü Türkiye, bölgede huzur demektir. Türkiye Devlet Başkanı demek İslam aleminin lideri demektir!.. Türkiye Devlet Başkanı sadece Türkiye Cumhuriyeti sınırlarından sorumlu değildir… Türkiye Devlet Başkanı sadece Türk milletinden sorumlu değildir… Dün öyle değildi, bugün de değil! Türkiye’nin huzuru; bölgenin ve komşuların huzuruyla… Türk milletinin huzuru, sair ülkelerde yaşayan Türklerin huzuruyla… Müslüman Türklerin huzuru, dünyanın muhtelif ülkelerindeki Müslümanların huzuruyla orantılıdır. Reis-i cumhur seçimine sayılı günler kala Erdoğan, 32 ülkeden gelen dünya Müslümanları temsilcilerinin iştirakiyle Dünya İslam Bilginleri Barış, İtidal ve Sağduyu İnisiyatifi toplantısı tertipliyor… Artık aday gibi değil, devlet başkanı gibi mesajlar veriyor! Seçim bağış ve yardımları!.. İhsanoğlu, Erdoğan ve Demirtaş’a biner lira yardımda bulunmuş… Neymiş?.. Bu yardım; “centilmenlik” jestiymiş!.. Siyasette verilen mesajların bilinen, zahirî anlamları dışında; verilmek istenen gizli, derin ve ince mesajlarına dikkat etmek gerekir!.. Bu sözde sembolik yardım ile acaba; “Ben sizlerden daha zenginim, sizler benim yardımıma muhtaçsınız” mesajı mı verilmek istenildi? Yoksa “Ben gariban biriyim, arkamda pek destek de yok, ben sizlere 1000 lira yatırıyorum… İslam kardeşliğinde “yapılan jeste, yapılan bağış ve ikrama ziyadesiyle karşılık vermek esastır. Lütfen sizler daha ziyadesiyle mukabelede bulunuz?” mesajı mı verilmek istenilmiştir?! Erdoğan, İhsanoğlu’nun 1000 liralık yardımını “ben sizin yardımınıza muhtaç değilim(!)” diyerek iade etmiş… Güzel de etmiş! Ya Demirtaş ne yapmış?.. Muhtemelen Demirtaş, İhsanoğlu’nun yatırdığı 1000 lirayı çerçeveletip “bu para, CHP, MHP ve sair Çatı destekçisi siyasi partilerin Sayın İhsanoğlu eliyle şahsıma gönderdikleri bir bağıştır. Bu bir anlaşma sembolüdür. Bu parayı hayatım boyunca harcamayıp sembol olarak saklayacağım” diyerek, gerek bu seçim çalışmalarında gerekse seçim sonrası siyasi faaliyetlerinde sergileyecektir! Erdoğan, yapılan seçim bağışı ve yardımları kullanmamalı!.. Reis-i Cumhur adayı Başbakan Erdoğan diğer adaylarla mukayese edilemeyecek durumda, müstakbel Reis-i Cumhur!.. İhsanoğlu’nun bağışını iade etmesi takdir-e şayan!.. Bu seçimde adaylara yapılacak bağış ve yardımlar; saf belirleme kriteri olacaktır!.. Erdoğan’a bağış ve yardımda bulunacaklar arasında saf belirlemenin ötesinde, cumhurbaşkanlığı makamını ve hükümet imkânlarını istismar etmek isteyenler de muhtemelen olacaktır!.. Bu istismarcılara fırsat tanımamalıdır… Sayın Erdoğan banka hesabına bağış ve yardımda bulunan şaibeli isimlerin yatırdığı paraları seçim çalışmalarında kullanmamalıdır!.. Bu bağış ve yardımları Kızılay, İHH veya sair kuruluşlar eliyle Gazze’ye ve sair mazlum ve muhtaç kesimlere bağışlamalıdır ki, hem gelecek nesillere hem de diğer adaylara da örnek olsun!.. *** “Mazlumun da zalimin de dinine ve mezhebine bakılmaz!..” Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez diyor ki; “Mazlumun da zalimin de dinine ve mezhebine bakılmaz!” Peki, mazlumun ve zalimin dinine ve mezhebine bakılmaz da partisine ve ırkına bakılır mı? Ey 3-5 ağaç için ortalığı ateşe verenler!.. Ey 3-5 hayvanın telef olmasını protesto için sokağa dökülenler!.. Ey sahte İnsan Hakları savunucuları!.. Ey zalimlerin destekçisi gafiller!.. Bu vahşet sizlerin kanına dokunmuyor mu? Yoksa damarlarınızda kan mı kalmadı? Ey mazlumun ahlarıyla kalpleri dağlanan Müslümanlar! Zaman konuşma zamanı değil, duâ ve infak zamanıdır… Zalim fıtratı gereği vazifesini yapıyor… Bizler de fıtratımızın gereğini yapalım! Çakala, niçin çakallık yapıyorsun, denilir mi? İte niçin itlik yaptığı sorulur mu? Işığın yokluğu karanlığın varlığıdır… Batıl, hakkın yokluğudur. Hak gelince bâtıl zail olur! Karanlığa küfretmektense bir mum yakalım… Gelin, Gazze’ye ve sair mazlumlara yapacağımız duâlarımızın yanına maddî yardımlarımızı da ilave edelim. Sadece ekmeğimizi değil, çorbamızı da paylaşalım… Ramazan-ı şerifin son günlerinde iftar sofralarımızda yemek çeşitlerini azaltalım… Umumi iftar davetlerinde israfları terk edelim… Altlarında riya ve gizli reklam(!) yatan, Allah rızasının dışında her şeyin fazlasıyla bulunduğu iftarları iptal edelim… Bu vesileyle biriken tasarruflarımızı (alışkanlıklarımızı terk edememişsek onların karşılığını) önceki infaklarımıza ilave olarak mazlumlara gönderelim! Mazlumlara yardım yaparken, zalimlerin beslenme damarları da keselim… Her şeyi madde için yapanlara anlayacakları dille cevap verelim… Zalimlerin ürettiği ve pazarladığı malları satmayalım, almayalım ve pazarlamayalım! Cenab-ı Hak bizleri “yapmadıklarımızı söyleme, söylediklerimizi yapmama” hastalığından muhafaza eylesin! *** Ey Ekmeleddin İhsanoğlu!.. Ey Selahattin Demirtaş!.. Babalarınız ne muhterem insanlarmış ki sizlere ne güzel ve anlamlı isimler koymuşlar!.. Ekmeleddin; Dinin en olgunu… Muhtemeldir ki İslam âlimi baba Mehmet İhsan Efendi oğlunun İslam dinine hizmet etmesini istemiş ve ona bu ismi layık görmüş… Selahattin; Dinine bağlı kimse… Muhtemeldir ki baba Tahir Efendi oğlunun İslam dinine bağlı olmasını istemiş ve ona bu ismi layık görmüş… Seçilme şansınız zayıf da olsa, zalimlere karşı10 Ağustos öncesi vereceğiniz “telin” mesajları, gelecek siyasi hayatınız için çok önemli delil olabilir! *** Ey Gazze!.. Direnin… Dünya Müslümanlarının duâsı ve desteği sizinledir… Ey Recep Tayyip Erdoğan!.. Daha büyük sorumluluk altına giriyorsun. Gerçi bunu siz istemediniz, milletimiz sizin omuzlarınıza bu yükü yüklemek istedi! Cenab-ı Hak kimseye takatinin üzerinde yük yüklemez… Bu millet ve dünya mustazafları sizi seviyor ve size güveniyor! Elhamdülillah inanıyoruz ve güçlüyüz!.. Allah (c.c) nurunu tamamlayacaktır ve zafer yakındır! Yolunuz açık olsun, gazanız mübarek olsun! “Ben bir karış dahi olsa vatan toprağını satmam, zira bu vatan bana değil milletime aittir. Milletim de bu toprakları ancak aldığı fiyata verir. Çünkü bu topraklar kanla alınmıştır, kanla verilir!” (Cennet Mekân Sultan Abdülhamid Han) Vesselam… 20.07.2014

20.07.2014 00:21

YORUMLAR

Yorum Yaz