“Bir memlekette zayıf kavim eziyet görüyorsa, oranın padişahına uyku haramdır. Halk sürü, padişah çobandır. Eğer halk padişahtan zulüm, tecavüz görüyorsa, o padişah çoban değil, kurttur.” (Şeyh Sâdî Şîrazî)
Başarısız darbe teşebbüsü, bir gerçeği ifşa etti; devletin bütün (resmî ve özel) kurum ve müesseseleri FETÖ/PDY ihanet şebekesi elemanlarınca işgal edilmiş!..
Devlet, geniş kapsamlı temizlik hareketi başlattı… Mesnet; OHAL kapsamında çıkartılan KHK’ler.
667 sayılı ilk KHK'da hangi kamu kurum ve kuruluşlarda kimlerin nasıl tasfiye edileceği… Mülki ve idari amir, müdür ve başkanların; terörle mücadelede yetki, görev ve sorumlulukları; çok net olarak ve teferruatlıca açıklanıyor…
Her ne kadar mezkûr KHK, özelde FETÖ/PDY ile mücadele için çıkartılmış gibi görülse de genelde bütün terör örgütlerini kapsadığı görülüyor. Zira kamu görevinden çıkarılacak personelin kimler olacağı izah edilirken, sadece paralelcilerden bahsedilmemiş, “Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilenler…” gibi (PKK dâhil) bütün terör örgütlerini kapsayacak genel bir ifade tercih edilmiştir.
***
Mezkûr kararnamede, Yargı ve TSK mensuplarıyla Milli Savunma Bakanlığı ve YÖK personelinin durumu, müstakil fıkralarda özel olarak ele alınırken, sair kurum ve kuruluşlardaki personel genel olarak 3 fıkrada özetlenmiş:
- Bütün mahalli idare birimlerinde çalışan personelin sorumluluğu o ilin valisine…
- 657’ye tabi memurlar ile yargı mensupları haricindeki (diğer mevzuata tabi) her türlü kadro, pozisyon ve statüde (işçi dâhil) istihdam edilen personel ilgili kurum veya kuruluşun en üst yöneticisine…
- Bir bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili olmayan diğer kurumlarda her türlü kadro, pozisyon ve statüde (işçi dâhil) istihdam edilen personel sorumluluğu da birim amirine bırakılmış.
***
Tayyip Erdoğan’ın mesajları…
Terörle mücadelede KHK hükümlerini Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın mesajlarıyla birlikte değerlendirmek gerekir. Tabii, öncelikle de Sayın Erdoğan’ın mesajları doğru okunmalı ve anlaşılmalı!..
Tayyip Bey diyor ki; "O camiadan dostlarınız, arkadaşlarınız olabilir, ben diyorum ki bunları ifşa edin. Savcılıklara bildirmeniz lazım. Bu bir vatanseverlik borcudur. Bu ispiyonculuk değildir.”
Tayyip Beyi bilenler bilir… Siyasette ve bürokraside onunla birlikte mücadele verenler ve onu iyi tanıyanlar, onun konuşmalarındaki ince mesajları daha iyi bilirler! Tayyip Beyin herhangi bir yerde umuma yaptığı bir konuşma; bürokratik kesime ve siyasîlere aynı zamanda bir talimattır!
***
KHK hükümleri ve Tayyip Beyin mesajları doğrultusunda anlaşılan odur ki: Bir vilayette, mahalli idare personeli arasında özelde FETÖ/PDY, genelde PKK ve sair terör örgütleriyle irtibatlı biri bulunur da, zamanında gerekli incelemeler yapılarak haklarında gerekli işlem yapılmaz ise; Bilinmeli ki; o ilin Valisi (İlçede Kaymakamı) hakkında Bakanlıkça gerekli işlem yapılır!
Bir kurum ve kuruluşta (resmî/özel), terör örgütleriyle irtibatlı bir personel olur da, o kurum veya kuruluşun üst yöneticisi veya amiri tarafından zamanında gerekli incelemeler yapılarak haklarında gerekli işlem yapılmaz ise; Bilinmeli ki, o kurum ve kuruluşun yöneticileri hakkında gerekli işlem yapılır!
***
Ak Parti’de neden operasyon yok?..
İçişleri Bakanı Efkan Ala “17-25 Aralık'ta 81 il emniyet müdüründen 74'ü bunlardandı…
İstihbarat Daire Başkanlığı'nda 17-25 Aralık'tan önce yaklaşık 7 bin çalışandan 6 bin 500'ü FETÖ mensubuydu… 5 bin civarında kişiye soruşturma açtık" gibi serzenişlerde bulunuyor.
Peki, bu atanmış personele soruşturma açılıyor da onları oralara atayan, onların atanmasına tavassut eden ve onları himaye eden siyasîler hakkında bugüne kadar herhangi bir işlem yapıldı mı? Suçlu sadece bu atanan personel mi?
Siyasîlerin desteği ve tavassutu olmadan önemli makamlara bürokratların gelmesi mümkün olabilir mi?
Bütün kurum ve kuruluşlarda ciddi manada temizlik operasyonları yapılırken, bugüne kadar Ak Parti teşkilatlarında hiçbir operasyon haberi duyulmadı! Bu paralelci örgüt elemanları, Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı ve Bakanların en yakınına kadar sokulup yıllardır kendilerini gizleyebildiler de, bunlar sadece Ak Parti teşkilat birimlerine mi sızamadı?
***
Hâsılı kelâm:
Vali ve Kaymakamlar, Belediye Başkanları, Müftüler, Daire müdürleri ve Kurum Başkanları, Genelde banka şube müdürleri, özelde katılım bankası şube müdürleri; faaliyet ve yönetimlerinden sorumlu oldukları personelin terör örgütleriyle irtibatlı olup olmadıklarından da sorumludurlar…
Şayet bu yöneticilerin personeli arasında, genelde bütün terör örgütleriyle özelde FETÖ/PDY ile irtibatlı olanlar bulunur da, başkalarının ihbar ve itirafı ile ifşa edilmeden önce bunları temizlemezlerse, kendileri temizlenirler!
Keza, genelde siyasî partilerin teşkilat başkanları, özelde Ak Parti İl ve İlçe Başkanlarının da imtihanı; bütün teşkilat birimlerinin yönetim kurulu üyeleri, belediye başkanları, il genel meclisi ve belediye meclisi üyeleri hakkında hazırlanacak “terör örgütleriyle irtibatlı değildir!” berat belgeleriyle olacaktır!
***
Topyekûn terörle mücadelede seferberlik ilan edildiği bir dönemde, herkes taşıdığı sıfat ve sahip olduğu imkânlar ölçüsünde vazifeli ve sorumlu demektir. Bu süreçte, Tayyip Beyin ifadesiyle, sadece terörle irtibatlı olanlar değil, vazifesini gerektiği gibi yapmayan/ihmalkâr davranan yöneticiler de (bürokrat olsun, siyasetçi olsun) gerekli yerlere ihbar edilmelidir.
“Aşağılık insanlarla yakınlaşmaktan kaçın, onlar ki yapmacık sevgilerini gösterip içlerinde kötülüğü sakladılar. Onları hoşnut tuttuğun sürece sana sevgi duyarlar verili olmaktan geri kalırsan sana zehirlerini akıtırlar.” (Hz. Ali)
Vesselam… 24 Ağustos 2016 / 21 Zilkade 1437
“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.” (Yusuf Has Hacip)