“Dilini terbiye etmeden önce yüreğini terbiye et… Çünkü söz yürekten gelir dilden çıkar.” (Hz. Mevlânâ)Halef ve selefin iltifat ve ithamları!..Haleften selefe iltifatlar…Herhangi bir idarî makama (atama veya seçimle) yeni gelen bir idarecinin (ister siyasetçi ister bürokrat olsun) kendinden önce o makamda hizmette bulunmuş selefi hakkında (gerek şahsı gerek hizmetleriyle alakalı) lehte konuşması, iltifatlarda bulunması; asgari bir nezaket gereğidir ve takdir edilir.Seleften halefe iltifatlar…Selefin halefini tebrik edip başarılar dilemesi de asgari bir nezaket gereğidir ve takdir edilir.***Haleften selefe ithamlar…Halefin selefi hakkında (velev ki icraatları eleştirilen biri de olsa) aleyhte tavır sergilenmesi pek hoş karşılanmaz…Hele hele halefin selefi hakkında ithamlarda bulunması, sorgulayıcı ve suçlayıcı bir tavır sergilemesi hiç mi hiç hoş karşılanmaz.Halef; savcılığa, müddeiumumîliğe kalkışmamalı!Halef, “selefin varsa eksiklerini tamamlamak ve onun bıraktığı yerden, daha iyisini yapmak üzere o makama getirildiği” şuuruyla hareket etmelidir.Halefe enkaz edebiyatı yapmak puan kazandırmaz… Bir idareci geçmişi karalayarak kendi meziyetini sergilemiş olamaz.***Selefin halefi aleyhinde konuşması!..Halef selefin muhatabı değildir…Halef o makamı seleften zorla almamıştır.Selefin halefi aleyhinde konuşmaları, hasetlik alametidir.“Ey insanoğlu, niçin kardeşini çekemiyorsun? Ona verilen onun hakkı ise, Allahü teâlânın ikram ettiği kimseye kızmaya ne hakkın var? Şayet hakkı değilse, Cehenneme girecek adamın nesini çekemiyorsun?” (Hasan-ı Basri)Vesselam…17 Ağustos 2016 / 14 Zilkade 1437
“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.”(Yusuf Has Hacip)