“Bilmeden yapılan hata yanlışlıktır, bilerek yapılan hata ise ihanettir.”(B.Brecht)
Giresun’da Ak Parti Nasıl Kaybetti?..
Ak Parti Giresun’da 15 ilçe’nin 13’ünde kazanırken il merkezi ve 2 ilçede başarılı olamıyor.Giresun il belediye başkanlığını CHP (Kerim Aksu) ikinci defa kazanıyor.Giresun deyince il merkezi akla gelir…Giresun Merkez’de belediye sınırları dâhilinde (26 mahallede) CHP, 2011 genel seçimlerinde 20.200 olan reyini Kerim Aksu’nun şahsında bugün 28.031’e (%46,32) çıkartırken, Ak Parti’ye ancak 23.668 (%39,11)seçmen evet diyor. Bu seçimde ilave 8000 yeni seçmene rağmen Ak Parti 2011’deki 28.500 seçmeninin takriben 5.000’ini dahi koruyamıyor.Hastalığın olduğu yerde iyi tahlil yapılmaz ise yanlış teşhis konulacak ve haliyle de sağlıklı tedavi yapılamayacaktır.Türkiye genelinde olduğu gibi İlçe ve beldelerde büyük başarı kaydeden Ak Parti İl merkezinde hükümetin bunca hizmetlerine rağmen niçin başarılı olamıyor?Esasında “İl merkezinde Kerim Aksu mu başarılı oldu, Ak Parti mi başarılı olamadı?” sualinin cevabını aramak lazım…Parti Genel Merkez yetkilileri, Türkiye genelinde sağlıklı rapor alabilmek, geleceğe ışık tutabilmek açısından ticari işletmelerdeki bağımsız denetçi sistemini siyasete de taşımalıdır…Siyasette “bu başarısızlığın sorumlusu benim” diyebilen idareciye pek rastlanılmamıştır.Hele %1’ler seviyesinde rey alan parti liderlerinin “reylerimizi % 150 artırdık” diyebildiği bir siyaset âleminde bundan böyle de pek görüleceğe benzemiyor!Bizim gayemiz seçim suçlusu aramak veya başarısızlığın faillerini ortaya çıkartmak değil, 3-4 aydır MOBESE(!) kayıtlarına giren görüntüleri yorumlamaktır.Öyle tahmin ediyorum ki parti menfaatini şahsi menfaatlerinin önünde gören seçim bölgesi milletvekilleri ve teşkilat başkanları da genel merkeze sağlıklı rapor sunabilmek için böyle tespitlere ihtiyaç duyacaktır.İşte seçim öncesi kaleme aldığımız, bugünkü neticenin adeta habercisi bazı tespitler:“…milletvekilleri yeni teşkilat oluşumuna fazla müdahil olmamalılar. Tabiî ki tavsiyeleri olacaktır. Fakat yönetimi tamamen kurmaya kalkışırlar, İl Başkanı ve Merkez İlçe Başkanını yönlendirmeye çalışırlarsa, daha işin başında yeni atanan başkanlara ‘yazık edilmiş’ olur. Başkanların otoritesi tartışılır hale gelir. ‘Güçlü başkan’, yerini ‘vesayetçi Başkan’a bırakır! Üstüne üstlük bir de, geçmiş yönetimle milletvekilleri arasında tartışma sebebi gösterilen ‘bazı isimler’ yönetime alınırsa, işte o zaman seyreyleyin gümbürtüyü!” (20.10.2013 tarihli “Millet Emanetine Saygı Göstermek!..”başlıklı yazımız) (Seçim sürecinde İl Başkanı Hasan Aydın ve Merkez ilçe Başkanı Aytekin Şenlikoğlu’nun Grup Başkanvekili Nurettin Canikli’nin gölgesinde kaldığı, il ve ilçe yönetim kurulu üyelerinin seçimle alakalı kararlarda belirleyici ve etkili rolü olamadığı söylenilmektedir.)
“…Belediye Başkanlığı seçimleri (yalnız il’de değil bütün ilçeler dâhil) şayet kaybedilecek olursa; özellikle ve öncelikle il başkanı Hasan Aydın ve Milletvekili Nurettin Canikli açısından bunun bedeli herhalde çok ağır olur!Nitekim Sayın Başbakan, adayların açıklandığı toplantıda bunun ilk işaretini verdi: …Hasan Aydın ve Nurettin Canikli kenara çekilip özel bir görüşme daha yapıldı. Acaba neler söylendi? Muhtemelen "Kamuoyu ve Temayül neticelerine rağmen (yani Can’ın ismi ön sıralarda olmadığı halde) sizler seçimin Sayın Can’la alınabileceğinde ısrar ettiniz. Bizlerde size güvendik ve kabul ettik. Bu saatten sonra Sayın Can artık benim adayımdır. Seçim kazanılamazsa bunun sorumlusu birinci derecede sizlersiniz. Seçimi kazanmadan bir daha sakın karşıma çıkmayın!" denilmiş olabilir!..”… Teşkilat içi ve teşkilat dışı birlikteliğin sağlanması Canikli’nin tutumuna bağlıdır…Belediye Meclisi ve İl Genel Meclisi üyelerinin tespitinde tartışmalı isimlere yer verilmemelidir.Özellikle milletvekilleri “Biz ne dersek o olur. Teşkilat üyeleri bizim kararımıza saygı duymalıdır. Kararlarımızı hazmedemeyenler olursa, gölge etmesinler!” anlayışında olmamalıdır. Milletvekilleri ve teşkilat üyeleri olarak hata yaparsanız kimse sizleri sorgulayamayacak, fakat belediye başkanı veya ilçe başkanı olarak veyahut başka sıfatlar altında yıllarca partiye hizmet etmiş, maddi ve manevi nice fedakârlıklara katlanmış gönül erlerisizlerin tahrikleri neticesi yanlış yaparlarsa bir kalemde sileceksiniz! Öyle mi? (01.12.2013 tarihli “Giresun Can’la Canlanabilir Mi?”başlıklı yazımız)“… Ak Partili seçmen hükümetin icraatlarından ve mahalli idarelerin hizmetlerinden şikâyetçi değil…Vatandaşın şikâyeti; milletvekilleri ve teşkilat mensuplarının kendilerine karşı ilgisizliğinden!Parti içi hiziplere sebep olunmaz, birlik ve beraberlik sağlanabilirse, seçim kaybedilmez…Daha önce söylenmiş kırıcı söz ve muameleler unutulmalı. Parti içi genel af ilan edilmeli.Yeni kırgınlıklara sebep olacak söz ve hareketlerden kaçınılmalı. Buna da milletvekilleri ve adaylar öncülük etmelidir…Türkiye genelinde ekonomik ve siyasi gelişmeler Ak Parti lehine geliştiği bir dönemde seçim kazanmak; uzmanlık gerektirmiyor. Aksine seçim kazanılmaması için özel gayret gösterilmiş olması gerekiyor!… 2011 genel seçimlerinde Ak Parti’nin reyi % 50 civarında…11 yıldır iktidarda olan Ak Parti’nin bu siyasi gücü, özellikle 17 Aralık operasyonundan sonra genel merkezin hassasiyetine rağmen bazı seçim bölgelerinde “Nasıl olsa 2 kişiden biri Ak Partili.. Vatandaş adaylardan ziyade partiye, hatta Erdoğan’a rey veriyor. Kimi aday göstersek seçimi alabiliriz. O halde kendi yakınlarımızı ve dostlarımızı aday gösterelim” gibi bir taktik hatasına sebep olmuş olabilir…Giresun’un merkez dâhil toplam 16 ilçesinde ve bütün beldelerinde Ak Parti seçimi kazanabilecek rey potansiyeline sahip.Gerek belediye başkanlıklarının tamamı gerekse il genel meclis üyeliklerinin çoğu Giresun’da kazanılamazsa bu, milletvekilleriyle il ve ilçe teşkilatlarının taktik hataları olarak yorumlanacaktır.” (23.02.2014 tarihli“Kazanılmış Belediye Nasıl Kaybedilir?”başlıklı yazımız)
“… Sayın Başbakan …Bir taraftan, cemaat gemisindeki güzel insanlara sesleniyor,… Diğer taraftan Ak Parti teşkilat mensuplarına sesleniyor: “cemaatin gazetelerini almayın-okumayın, dershane ve okullarından çocuklarınızı alın!” Öyle anlaşılıyor ki, 1 Nisan’dan sonra cemaatin dershane ve okullarında çocukları olan, hala ev ve işyerlerine cemaatin yayın organları giren (Genel Başkanlarının talimatını dinlemeyen) Ak Parti teşkilat mensupları özel takipte olacaktır!… Bayrak asmayan veya asamayan yönetim kurulu üyeleriyle meclis adayları 30 Mart’tan sonra kamuoyuna deklare edilecekmiş!..” (16.03.2014 tarihli“30 Mart’ta kimler kazanacak?”başlıklı yazımız)
“…30 Mart seçim sonuçlarını birinci derecede genel merkez yetkilileri iyi değerlendirmeli!Güzel sonuçların alınmasına vesile olan teşkilat üyeleri ve milletvekilleri mükâfatlandırılmalı, lakin haklı ikazlara değer vermeksizin (duygularına hâkim olamayıp) yanlış adayla olumsuz neticeye sebep olan teşkilat üyeleriyle milletvekillerinden de hesabı sorulmalıdır! Ki…“Yanlış yapanların mükâfatlandırıldığı bir devirde yaşıyoruz.Mükâfatlandırılmak için yanlış yapmak, gelecek seçimlerde aday olabilmek ve seçilebilmek için başka partilerden veya bağımsız aday olmak lazım ki değerin ve gücün anlaşılsın” mantığına prim verilmemiş olmalı!..” (16.02.2014 tarihli“30 Mart; ya istikrar, ya kriz!”başlıklı yazımız)…gibi değerlendirmeleri yaparken gayemiz; aday tespitlerinde hataları asgariye indirmek, teşkilat üyelerini ve sorumlularını motive etmek, parti üyelerine güzel örnek olmalarına katkı sağlayarak onların heyecanını da yüksek tutmaya çalışmak idi.Özellikle“…Öncelikle listeleri hazırlayan ve sorumluluğu üzerlerine alan teşkilat başkanları ve Milletvekilleri aday tespitlerinde yeni hatalar yapmamaya gayret etmelidir.Aksi halde, yanlış aday tespiti neticesi Belediye Başkanlıkları kaybedilir, Belediye Meclisi ve İl Genel Meclisinde yeterli üyeler seçilemezse; bunun bedelini İl Başkanı Hasan Aydın ve Merkez İlçe Başkanı Aytekin Şenlikoğlu ile 3 milletvekili ödemek zorunda kalırlar!Sayın Teşkilat Başkanları ve Milletvekilleri! Ak Parti kamuoyunu tatmin etmek için…Ya 30 Mart 2014’de İl dâhil bütün ilçe ve beldelerde Belediye Başkanlarının müjdesini vermeye…Veya 1 Nisan 2014’de istifalarınızı sunmaya hazırlanmalısınız!Bu saatten sonra seçimleri kazanmaya mahkûmsunuz! Başarı; bütün teşkilat mensupları ve partililere, başarısızlık ise sadece sizlere ait olacaktır...” (03.11.2013 tarihli “Ak Parti’de ‘Aranan Kan’ Bulundu Mu?”başlıklı yazımızdaki)tespitimizle Tarık Bin Ziyad misalini hatırlatmak istemiştik.Şayet seçim öncesi milletvekilleri ve teşkilat başkanları “Biz genel başkanımıza, Sayın Başbakana teminat verdik, eğer Yılmaz Can ile belediyeyi alamazsak istifa edeceğiz!” gibi kamuoyuna bir açıklama yapabilselerdi, muhtemelen seçim heyecanı ve netice böyle olmayacaktı!Maalesef seçim öncesi bu ve benzeri tavsiyeler art niyetli değerlendirildi, salt eleştiri mantığı ile peşinen ret edildi, hatta böyle yazıların okunmaması tavsiyesinde bulunuldu!..Belki bugün de milletvekilleriyle il ve ilçe başkanlarının şahıslarına yönelik özeleştiri mahiyetindeki tahlil yazılarının yine okunmaması ve paylaşılmaması tavsiyelerinde bulunulmuş olabilir!“Mağrurlanma padişahım senden büyük Allah var” ne demektir? diye sorulsa, saatlerce nutuk atana da rastlayabilirsiniz!Seçimde kimler nasıl çalıştı?..Kerim Aksu…- Meyhanedeki vatandaşa da hayır demedi, cami cemaatine de!..- Kendisini eleştiren gazetecilere cevap vermedi, fakat lehinde yazanları da onura etmesini iyi bildi!- Halkla ve mahalle muhtarlarıyla iyi diyalog kurdu. Bol bol gülücük dağıttı. Halkın yanında olmayı, hal-hatır sormayı, gönül almayı iyi becerdi. Cenaze ve düğün cemiyetlerini iyi değerlendirdi.- Mahalle muhtarlarından ona rey vermeyenler olsa da aleyhinde konuşmadı/konuşamadı.- Hizmetleriyle ve gelecek dönemdeki projeleriyle seçim kazanmadı…“Seni seviyorum canım Giresun” gibi, bol öpücüklerle seçim kazandı.Peki, Kerim Aksu bunları yaparken, Ak Partililer ne yaptı?- Vatandaşın ve partililerin telefonlarına çıkmadılar…- Vatandaşa hizmet yolunda harcayacakları enerjilerini birbirlerini saf dışı bırakmak adına kardeşlerini yemek(!) için sarf ettiler.- Basın toplantısında muhalif soru soran gazetecileri başkalarının avukatı olarak itham ettiler…- Aday adaylığı sürecinde, parti aleyhine yazı yazmayı vazife edinen gazetecileri reklam desteğiyle aleyhlerine daha iyi yazmalarına(!) imkân tanıdırlar.- Seçim çalışmalarında muhalefet belediye başkanının usulsüz ve hukuksuz icraatlarını gündeme getirme yerine seçim kaybettirilen kendi belediye başkanlarının sözde kusurlu hareketlerini hatırlatmayı tercih ettiler…Kerim Aksu…- Dar belediye imkânlarını seçim yatırımı olarak kullanırken, hizmet yerine gülücük dağıtarak gönül ve rey alırken.. - Seçmeni ayağına çağırmayıp onun ayağına giderken, evlere ve işyerlerine misafir olurken..Ak Partililer…- İktidar gücünü değerlendiremediler ve yapılan nice hizmetleri reye dönüştüremediler.- Seçmeni kapalı salonlarda toplamaya çalıştılar, onları kendi ayaklarına(!) çağırmayı tercih ettiler!Kerim Aksu seçim çalışmalarına belediye meclis üyeleriyle kalabalık bir ekiple koordineli katılırken…Yılmaz CAN bir-kaç gönül eriyle çalışmak zorunda bırakılmış, belediye meclis üyeleriyle koordineli çalışamamıştır.Kerim Aksu belediye başkanlığı döneminde yeterli hizmet sunamadığı malum..Ancak Sayın Aksu’nun vatandaşı ve esnafı rahatsız ettiği de pek duyulmamıştır.Öyle ki geçen dönem belediye zabıtasının vatandaşı rahatsız edici ceza yazdığı da pek görülmemiştir.Kerim Aksu CHP propagandası yapmadı, bağımsız aday gibi çalıştı. MHP’nin açık, Ak Partililerin gizli reyini aldı.Kerim Aksu CHP’li kadar ilave MHP, AK PARTİ ve FG Cemaat desteğini alırken…AK PARTİ, Ak Partili seçmenin desteğini almayı beceremedi!Demek ki halk hizmetten öte, alaka bekliyor…Vatandaşın karnını doyuranlar, gönülleri aç bıraktığını artık görmeliler…Demek ki sadece karın doyurmak kâfi gelmiyor…Giresun’da Ak Parti seçimi kazanamadı mı, kazanmak mı istemedi?Ak Parti Giresun’da zoru başardı!.. Seçimi kaybetmek için bu kadar gayret etmeye gerek yoktu!Ak Parti Kerim Aksu’ya muhalefet etmedi… Nedendir bilinmez(!) ama muhalefet etmek istemedi!Kılıçdaroğlu’nun mitinginden sonra Ak Parti lehine dönen ibre, sanki zorla tersine çevrildi!İlçe teşkilatları ilçelerinde mahalli mitingler yaparken, İlde nedense miting yapılmadı…Oysa ki Tayyip Erdoğan’sız dahi Kılıçdaroğlu’nun mitinginden daha fazla bir kalabalığın toplanabileceği bir miting yapma imkanı var iken bu fırsat kullanılmak istenilmedi!..Küskünler denilen, daha evvel selam dahi verilmek istenilmeyen bir grup son 15 günde “atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra” (sanki “niçin davet edilmediler” eleştirilerine muhatap olmamak için!) çalışmalara davet edilmiş, onların kartpostallık resim görüntüleri de neticeye pek etkili olamamıştır!“Peki, Ak Parti’de bu başarısızlığın sorumlusu kimlerdir?” denilirse…Kimlerin ne yaptığı, nasıl hareket ettiği ortada… Kapalı kapı ardında pek bir şey yapılmadı. Kimse maskeli çalışmadı! Esasında herkes her şeyi, ayan beyan biliyor… Fakat ifade etmeye (bilinen sebeplerle!) cesaret edemiyor!Yazılacak çok şey var… Bugünlük bu kadar!İnşallah gelecek yazılarda devam edeceğiz:- İl ve ilçe yönetim kurulu üyelerinden; uyuyanlar ve çalışanlar, Erdoğan’ın ısrarlı talimatına rağmen hala bazı gazeteleri terk edemeyenler, bazı okul ve dershanelerden çocuklarını alanlar ve alamayanlar, işyerlerine ve meskenlerine parti bayrağı asmaya cesaret edemeyenler!- Belediye başkanlığı kazanılan ilçelerde Ak Partililerden kimler kazandı, kimler kaybetti? Başarıda kimlerin payı ne kadar oldu?- Milletvekilleri, İl Başkanı ve İlçe Başkanları, geçmiş dönem belediye başkanları ve yeni başkan adaylarının seçim neticelerindeki payları? Aday tespitlerinde yapılan hatalar?- Başkalarının başarısızlığını kendi başarılarına gerekçe gösterme gayretinde olanlar? v.s..Sayın Kerim Aksu’yu tebrik ediyor, bol gülücükler yanında güzel hizmetler bekliyoruz!“Sarhoş, cinayeti yapar da sonra "özrüm vardı, kendimde değildim" der. Kendinde olmayış, kendiliğinden gelmedi sana, onu sen çağırdın.” (Hz. Mevlana)Vesselam…06.04.2014
“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.”(Yusuf Has Hacip)