Fındığı Bize Niçin Yedirmiyorlar..!?

“Kusuru kendisine söylenmeyen adam   Ayıbını hüner sanır”  (Sadi)

Fındığı bize niçin yedirmiyorlar..!?

Fındık, ekonomik değeri kadar, besin değeri de yüksek bir ürün… Besin ve enerji kaynağı… Maalesef ürettiğimiz (adeta tabii ilaç) fındığı kendi insanımıza yedirmiyorlar! Yıllardır süt, tereyağını ve yumurtayı yedirmedikleri gibi! Sağlıklı, güçlü nesilden birileri korkuyor olmalı… Fındıkta büyük oyunlar oynanıyor. Hem üreticimizin ekonomik açıdan güçlenmesine fırsat verilmiyor, hem de insanımızın sağlıklı büyümesine imkân tanınmıyor. Bu oyunu elbirliği ile bozmamız lazım! ‘Üretim Fazlası’ bahanesi oyunun bir parçası mı? Yıllık fındık üretimi (rekolte) 400-450 bin ton olduğu yıllarda; “üretim az, bu yıl ürün iyi para eder” deniliyor. Rekolte 600-700 bin ton olduğu yıllarda ise; “eyvah, bu yıl üretim çok fazla, fındık düşük fiyattan satılır” deniliyor. Önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi  (05.8.2012 “Fiskobirlik tasfiyeye mi zorlanıyor”) 1997 yılında Fındık Tanıtım Grubu sözde (!) 100-200 bin ton üretim fazlasını telafi etmek, iç ve dış tüketimin arttırılması için kurulduğu iddia edilir. Türkiye, toplam dünya fındık üretiminin yaklaşık % 75'ini,  fındık ihracatının da %79’unu gerçekleştiriyor. Son 10 yılın ortalama verilerine göre; (kabuklu cinsinden) 550-580 bin ton olan fındık üretimimizin 460-470 bin tonu ihraç ediliyor. Dâhili tüketim de (yağlıya ayrılan hariç) 70-80 bin ton! Ortada bir üretim fazlalığı gözükmüyor! Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının verilerine göre; üretim, ihracat ve dâhili tüketim belli… Hani 100-200 bin tonluk açık nerede? (FKB Başkanı Lütfi Bayraktar da bu hususa dikkat çekiyor!.) Gerçek böyle iken… Fındık Tanıtım Grubu 15 yıldır faaliyet gösterdiği halde… Türkiye’nin 2001 yılındaki 31.344 milyar dolarlık toplam ihracatı, 2011 yılında 134.915 milyar dolara çıkarken (2012 yılı için 150 milyar hedefleniyor)… Fındık ihracatında (miktar itibariyle) ve dâhili tüketimde pek değişiklik gözlemlenmiyor! Sebep?.. Acaba bir gizli el(!) bu işi manipüle mi ediyor? Özellikle dâhili tüketim niçin artırılmamış veya artırılamamıştır! Dâhili tüketimi artırmak için neler yapılabilir? Bir şeyin tüketiminin artırılabilmesi için öncelikle, o şeye ihtiyacın kamçılanması lazım. Bunun için reklam önemli. Ancak yiyecek ürünlerinde damak tadı daha da önemli. Bir kişi, bilmediği, yemeği, tatmadığı bir şeyi niçin satın alsın ki? Bu sebeple, reklam yanında‘damak tadını’ da artırmalıyız!.. ·         Üretici, diğer tüketicilerden daha çok fındık yemesini sever. Çünkü fındığın tadını biliyor! Fakat kırması ve kavurması külfetli olduğu için yiyemiyor! Fiskobirlik, ortaklarına, teslim ettiği fındığın %10-15 gibi bir kısmını (mamul olarak) maliyetine vermeli. Eşe-dosta, misafire kabuklu fındık ikramının yerini, kavrulmuş fındık veya sair mamulleri alacaktır. Evlerde, işyerlerinde çayımızın yanında fındık ikramı alışkanlığı kazanılacaktır! Böyle bir uygulama; FKB’nin üreticiye yapacağı nakit ödemelerine de katkı sağlayacaktır. ·         Çerez olarak yenen fındığın tazesi (yeni yıl mahsulü) tercih edilir. Eski fındığın çerez olarak piyasaya sürülmesi önlenmeli. Yeni mahsul; “ye beni” der! Bir defa yiyen, tekrar yemek ister! Eski fındığın çerez olarak piyasaya sürülmesi, hem (kaliteyi düşürüp talebi kırdığı için) fındığa ihanettir, hem de tüketiciye büyük saygısızlıktır! Yetkili Bakanlıklar bu işi kontrol etmeli ve dur demeli! Özellikle eski fındıkların yeni ürün gibi pazarlanmasına fırsat verilmemeli. ·         Şehirlerarası otobüs firmaları yolculara ikramda bulunuyorlar. 20-30 gramlık ufak paketlerde fındık ikramı mümkün olamaz mı? ·         Hızlı tren ve uçak yolcularına, er ve subaylarımıza, okullarda talebelerimizeyapılacak küçük ikramın maliyeti, fındığı yağlığa ayırmaktan çok daha mı fazla olur? ·         Fındık enerji kaynağı… Fazla enerjiye ihtiyaç duyan sporcularımıza ve gençlerimize fındık tavsiye edilmemesi nasıl izah edilebilir? ·         Karada, Havada, Denizde seyahatlerde,  Orduda, Okulda fındık tadını alanlar, bu tadı devamlı tatmak için fındık arayışı içine gireceklerdir! ·         TMO 6 lira maliyetindeki fındığı 5 lira zararına (1 liradan) yağlığa gönderiyor. Yağlığa gönderilen bu fındıklar, zamanında işlenerek mamul halde yukarıdaki kurumlara verilmiş olsaydı daha karlı, daha sağlıklı bir politika olmaz mıydı? ·         Ulaştırma, Tarım, Ticaret, Sanayi, Spor, Sağlık ve Milli Eğitim Bakanlıkları fındığın dâhili tüketiminin artırılması hususunda müşterek proje geliştirip; TÜRSAB Türkiye Seyahat Acentaları Biriliği, THY Türk Hava Yolları, sair özel hava yolları, Üniversiteler, Genelkurmay Başkanlığı, spor kulüpleri ve sair ilgili birimlerle istişareli hareket edebilmeli. Böyle bir çalışmanın ilk haberleri duyulmaya başladığında engelleme faaliyetleri de başlayacaktır!   Nerelerden ve kimlerden engellemelerin geldiği de iyi not edilmeli! ·         Hükümet, Fındık sanayini (kavurma fabrika ve atölyeleri, sair mamuller için gerekli makine tedariki ve binalarının inşası için) teşvik etmeli. Trabzonlu iş adamlarını ve siyasetçileri tebrik etmek lazım! Türkiye fındık üretiminin %50’den fazlası Giresun, Ordu ve Samsun bölgesinde yetişiyor. Trabzon bölgesinin üretimi %10’u geçmiyor! Ama… Fındık Kurutma Merkezi, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın katkıları ile Arsin’de kuruluyor! İşte, Arsin Organize Sanayi Bölgesi'nde kurulan ve değişik kapasitelerde 7 kurutma makinesinin yer aldığı merkezle alakalı basına yansıyan haber: “Trabzon Ticaret Borsası(TTB)'ndan konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada, TTB Koordinatörlüğü'nde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın katkıları, fındık ihraç rekortmeni Oltan Gıda'nın finansmanı ile 2 aşamalı olarak uygulanan proje kapsamında 50 bin jüt çuvalın ücretsiz olarak üreticileri dağıtıldığı belirtildi. Projenin ikinci aşaması olan ve geniş kapsamlı olarak Türkiye'de ilk defa uygulanacak makineli sistem olan Fındık Kurutma Merkezi'nde ise 13 Ağustos Pazartesi günü üreticilere ücretsiz olarak hizmet vermeye başlanacağı kaydedildi.” Bu haberi nasıl yorumlamak lazım?.. Trabzonlu siyasetçiler mi çok becerikli, diğer fındık bölgelerinin siyasetçileri mi yetersiz? Trabzon’un Bakanı var da, Ordu ve Samsun’un Bakanı, Giresun’un Grup başkanvekili yok mu? “Haset etme, çalış! Senin de olsun!” Fiskobirlik yönetimi ne kadar başarılı? Fındıkla alakalı daha önce yazılan iki yazım üzerine FKB Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Lütfi Bayraktar teşekkür için arayıp; “5 yıldır görev yapıyorum. İlk defa ‘fındıkla alakalı gerçekçi, objektif tespit, tavsiye ve eleştiri bir arada’ bir yazı ile karşılaşıyorum” dedi. - “Yazımda sizi de eleştiriyorum. Nasıl olurda teşekkür edersiniz?” dediğimde: - “Bizi tabii ki eleştireceksiniz. Samimi eleştirilerden niçin rahatsız olalım ki. Biz; ‘hata yapmayız, eksik işimiz olmaz’ iddiasında değiliz ki” diyor! Kendini eleştirine teşekkür edebilme nezaketini gösterebilmek; pek alışık olmadığımız, tebrik ve takdire şayan örnek bir hareket! FKB Başkanı Lütfi Bayraktar (ulusal ve mahalli basında geniş yer alan) basın toplantısında iddialı taahhütlerde bulundular. İfadeler güzel… Tahakkukunun takipçisi olacağız! Sayın Başkan,  Başbakan hariç, siyasilerden yeterli destek görmediğini, siyasi destek olmadan kurum olarak başarılı olmalarının da zor olduğunun altını da özellikle çizdiler! FKB yönetimi başarılı olabilir mi? Olabilir!.. Ve de olmak zorundalar!.. Evet… Sayın Başkan, Sayın Kooperatif yöneticileri!.. Sizler önce kendinize güvenmelisiniz… Sizin arkanızda 200-250 bin ortaklar ordusu var!.. Fedakârlıklarınızı ortaya koyunuz ve kamuoyuna deklare ediniz. Ne yapmak istediğinizi kamuoyuna iyi anlatabilir ve 50 Kooperatif yöneticileri ve bütün ortaklarınızla kenetlenebilirseniz; siyasetçiler sizleri nazara almak zorunda kalacaktır! Hatta bu dönem başarılı olamazsanız (birlik ve bütün kooperatif üyeleri olarak) gelecek dönemde vazife almayacağınızı da ilan ediniz! Sizler siyasetçilerin kapısına değil, onlar sizlerin kapısına gelecektir. Önümüzde seçim var… Bunu iyi değerlendirmelisiniz! Ancak… Partizan mülazahalarla hareket edilmemeli! Her ortağın ve yöneticinin farklı siyasi görüşü olabilir. Bu görüş farklılıkları kuruma kesinlikle yansımamalı. Ziraat Odalarının fındık politikasına katkısı nedir? Fındık fiyatının istikrarı ve üreticinin korunması, dâhilde tüketimin artırılması hususunda Ziraat Odalarının ne gibi katkıları olduğunu bugüne kadar henüz tespit edemedik? Hiçbir şey yapmadılar demiyoruz. Belki çok şeyler yaptılar! Ama bizler tespit edemedik! Fındıkla alakalı çok söylenecekler var. Peş peşe 3 yazının (şimdilik) yeterli olduğunu düşünüyorum. “Dost; acı söyleyen değildir. Acıyı tatlı söyleyebilendir.” (Mevlana) Ne mutlu Ramazan ayını hakkıyla yaşayıp,  onun rahmet ve bereketinden istifade ederek Allahın (c.c) mağfiretine kavuşanlara… Ve Bayram yapmayı hak edenlere… Nice Bayramlara sıhhat ve afiyet içinde kavuşabilme temennisiyle… Mübarek Ramazan Bayramınızı tebrik ederim.   Vesselam… 19.08.12    

www.giresunaktuel.com’da yazı…

YORUMLAR
Site İçinde Ara

Haftanın Sözü

“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.” (Yusuf Has Hacip)

Namaz Vakitleri
Giresun Hava Durumu
GİRESUN