Cumhurbaşkanı Erdoğan..!

“Yüksek mevkiler, her eşyayı büyülten bazı camlar gibidir. Bu mevkilerde bütün kusurlar olduklarından daha büyük görünür.”  (Fenelon)

Cumhurbaşkanı Erdoğan..!

Ak Parti büyük kongresinin değerlendirilmesi; verilen mesajlar, kongreye davet edilen misafirler ve edilemeyenler(!), yabancı misafirlerin konuşmaları, muhalefet partilerinin sindirim yetersizliği… Kişiler bulundukları konuma göre değerlendirme yapar! Teşkilatın içinde olanlar, gönül bağı ile bağlı olanlar, muhatabının başarısını hazmedemeyen haset duygusunun esiri olanlar, sevenler, sevemeyenler… Hem yazan ve konuşanlar için, hem de okuyanlar ve dinleyenler için; farklı anlamların yüklenilmesi kaçınılmazdır. Bu kongre önümüzdeki günlerde (hatta aylarda) değişik yönleriyle daha çok konuşulacağa benziyor... Başbakanın konuşması… Her şeyden önce; kongre salonunun düzenlenmesinden parti disiplinine kadar mükemmel bir organizasyon… Muhalefet partilerinin de gıpta ile değerlendirebileceği, belki de bazılarının hasedini artıracağı örnek bir kongre! Organizasyonu sağlayanlara, emeği geçenlere tebrikler… Sayın Başbakanın konuşması; gerek metin gerek üslup yönünden; gerçek lider’e yakışır takdir-e şayan bir konuşma; herkesi kucaklayan, muhalefet partilerini dahi fazla eleştirmeyen yumuşak ve güzel bir üslup. Başbakan ERDOĞAN’ın, son dönem Genel Başkanlık vazifesinden sonra “partimin vereceği sorumlulukları yüklenerek, o alanlarda görev ifa edeceğim. İnşallah farklı görevler, farklı unvanlar altında, yine beraber olacağız, yine partimizin, yine milletimizin hizmetinde olacağız” sözlerinden; açıkça Cumhurbaşkanlığı adaylığına işareti anlaşılmıyor mu?!   İnce bir üslup; “vazife istenmez, verilir!” prensibine, dava ehline yakışır bir vurgu! : “Benim talebim olmaz, ama partimin yetkilileri vazife tevdi ederlerse de hayır demem!” Keza, “Partim beni nerede vazifelendirirse oraya gideceğim. Genel Başkanlıktan sonra yine partimin hizmetinde olacağım” sözleriyle de; kendi şahsı üzerinden, 3.dönemini dolduran yol arkadaşlarına dolaylı olarak“sakın ha, kırgınlık, küskünlük yok! Partimiz size nerede, ne vazife verirse oraya koşun! Vazife verilmezse de kırgınlık göstermeyin!” mesajını verdiğini görüyoruz! Kongre öncesi TV programlarında verilen mesajlar… Tayyip Bey devlet adamlığı ve siyasetteki uzmanlığı ve ustalığı kadar, kitleleri etkileme sahasında da mahir! Güçlü hitabetinin yanında, vücut dilini ve gönül dilini de iyi kullanıyor. Konuşma yerinin, zamanının ve vasıtalarının seçimi de ayrı bir önem arz ediyor. Kongre öncesi TV programlarını; yurtdışı seyahatlerinde uçakta (o güne kadar kamuoyunda hiç konuşulmamış mevzularda) verilen mesajlar gibi değerlendirmek mümkün; hani “uçakta ortaya bir fikir atılır, yurtdışından dönünceye kadar kamuoyu o fikri tartışır ve dönüşte de (yapılan tartışmalar ışığında) gereğini yapılır!” gibi bir şey! Bu TV programları ile kamuoyu bir hafta süre ile Ak Parti kongresine ve kongrede verilecek mesajlara odaklandı. Ve etkili de oldu. TV’lerde verilen mesajlar, kongrede konuşmasının içinde verilseydi, belki o kadar etkili olmayabilirdi. Bu açıdan zamanlama güzel ayarlanmış! Ancak kamuoyunun Başbakanın orada ifade ettiği fikirleri, henüz kanuni düzenleme safhasına gelmeden tartışması lazım. Mesela mahkumlara aile izni!.. Hangi mahkûmları kapsayacak? Bütün mahkûmların istifade etmesi mümkün mü? İmralı sakini veya benzerleri de istifade edecek mi? Alt yapı müsait mi? Bu projenin hayata geçirilmesi uzun zaman alırsa; beklenti içindeki mahkûmları strese sokmaz mı? Şiirin manevi gücü… “….Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır  Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır  …” Gerek kongrede gerek Televizyon başında dinleyenlerde duygulu anlar yaşatan, Sezai KARAKOÇ'un Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine isimli şiiri; kongreye damgasını vurdu. Bu şiir, her okuyan ve dinleyende acaba aynı duyguyu yaşatır mı? Biraz zor!.. Bu iş; biraz değil, tamamen gönül işi, kalp işi, maneviyat işi… Şiirin mısralarındaki ifadeleri günlük hayatında yaşamayan/yaşayamayanlar, lisanıyla kalbi arasında bağ kuramadan okuyanlar ve dinleyenler; o duygu halini anlayamazlar! Sayın CHP ve MHP liderleri aynı şiiri kendi kongrelerinde okusalar; “acaba nasıl bir tablo ile karşılaşırlar? Aynı duygu seli salonu kaplar mı?” diye düşünüyorum! Davet edilen yabancı misafirler… Kongreye takriben 80 yabancı devlet adamı davet edilmiş. Bunlardan dördü en çok dikkat çeken isim; Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed MURSİ, Hamas lideri Halid MEŞ’AL, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek ATAMBAYEV, Irak Bölgesel Yönetim Başkanı Mesut BARZANİ. Bu dört liderin konuşmalarında verdikleri mesajlar ayrıca değerlendirilmeli. Bu liderlerin konuşmalarında vurguladıklar hususları acaba Sayın Başbakan konuşma metnine almış olsaydı bu kadar etkili olabilir miydi? Bu açıdan, oldukça isabetli bir seçim yapılmış! Özellikle Mesut Barzani’nin gerek Türkiye’de yaşayan gerek komşulardaki Kürtlere verdiği (Kürtçe) barış mesajlarının etkisi zamanla anlaşılacak gibi! Barzani’yi “Irak’da PKK’nın hamisi bir lider nasıl kongreye davet edilir?” diye eleştirenlere; Ak Parti MKYK üyesi Yasin AKTAY’ın bir televizyon programında verdiği cevap, dikkat çekici: “Kuzey Irak’ta terör örgütüne gelen destek, Türkiye’deki karşılığından gelen destekten daha fazla değildir. Türkiye’de PKK’ya içeriden destek Kuzey Irak’takinden daha fazladır. O zaman Türkiye PKK’yı desteklemiş mi oluyor? Kürt sorunun çözümü Kuzey Irak’ta değil, Türkiye’nin kendi içerisindedir. Hiç kimse Barzani’nin konuşmasının içeriğine bakmadı. Mesela Barzani kendi lehçesi ile konuşmadı. Türkiye’deki Kürtlerin dili ile Kırmanca konuştu. Türkiye’deki Kürtlere hitap etti. Silahın çözüm olmayacağını ve silahı devre dışı bırakmak için elinden geleni yapacağını söyledi!” Konuşmaların 5 dilde tercüme edilerek verilmesi, misafir devlet adamlarının konuşmaları; Türkî Cumhuriyetlerde, Arap Ülkelerinde ve İslam Dünyasında önemli yansımalarının habercisi gibi! Suriye’nin son provokatör sınır ihlallerinde; “kongrenin İslam/Arap Dünyasında yaptığı müspet etkileri kamufle etmek” için olabileceği ihtimalini de göz ardı etmemek lazım! Muhalefet partilerinin sindirim yetersizliği..! CHP ve MHP liderleri Ak Parti kongresini en azından organizasyon ve disiplin yönünden takdir edebilselerdi, kendi partililerine de (dolaylı) güzel bir mesaj olabilirdi! Maalesef bu fırsatı değerlendiremediler!.. Erdoğan’dan sonra Başbakan kim olacak?.. Zamanı gelmeden ortaya atılacak isimler, yapılacak tahminler; muhtemel adayların erkenden yıpranmasına (harcanmasına) sebep olacaktır. Hele bu tahminler, parti genel merkezine yakın yazarlar veya toplum mühendisleri(!) tarafından yapılırsa daha da yıpratıcı olacaktır. Kongrede her şey mükemmel de hiç eksik görülmedi mi? Her güzelin bir kusuru olabilir… İhmal midir, gaflet midir? !.. Kongreye davet nezaketi gösterilmeyenlerle teşekkürü hak ettikleri halde isimleri veya sıfatları zikredilmeyenleri; inşallah gelecek yazımızda değerlendirmeye çalışacağız!.. “Makam hırsı, insanların başlıca dürtüsüdür. Yükselme ümidi oldukça, herkes liyakatini göstermeye çalışır; fakat bir kere en yüksek dereceye vardıktan sonra da, rahattan başka bir şey düşünülemez.” (Napolyon) Vesselam… 07.10.2012
YORUMLAR
Site İçinde Ara

Haftanın Sözü

“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.” (Yusuf Has Hacip)

Namaz Vakitleri
Giresun Hava Durumu
GİRESUN