Sakın ola ki bu sarayda bu görkemin sana ait olduğunu zannetme!..
“Dünyada mağrur olan, din yoluna giremez; kendini gören, Yüce Allah’ı göremez.” (Şeyh Sâdî Şîrazî)
***
Bizim saraylara “Lâ Gâlibe İllallah” Elhamra Sarayından daha çok yakışmaz mı?
Endülüs’te (İspanya/Granada’da) Endülüs’ün ve dünya İslam mimarisinin incisi Elhamra Sarayının duvarları “Lâ Gâlibe İllallah” (Allah’tan Başka Gâlip Yoktur) vecizesiyle süslenmiş…
Sarayın her duvarı, her sütunu, her taşı her saniye, her an “Lâ Gâlibe İllallah… Ve lâ Gâlibe İllallah... Ve lâ Gâlibe İllallah...” nidalarıyla zikrediyor ve adeta Sarayda her oturana, Saraya her giren ve çıkana haykırıyor: “Sakın ola ki bu sarayda bu görkemin sana ait olduğunu zannetme, “Allah, emrini yerine getirmeye kadirdir.” (Yunus, 21) âyeti gereği O’nun Emrini yerine getirmeye Allah’tan başka Gâlib (üstün gelen, galebe çalan) yoktur” diyor!
***
Bizim saraylarımızın Endülüs’ün Elhamra Sarayının değeri kadar değeri yok mudur?
Ya da Elhamra Sarayı şayet değerini “Lâ Gâlibe İllallah” hatlarından alıyorsa, bizler de “Lâ Gâlibe İllallah” hatlarıyla saraylarımızı değerlendiremez miyiz?
Mesela;
- Cumhurbaşkanlığı Külliyesinin…
- Belediye Saraylarının…
- Adliye Saraylarının…
- Valilik ve Kaymakamlık Saraylarının makam odası duvarlarını ve sarayların girişlerini “Lâ Gâlibe İllallah” hatlarıyla tezyin etsek; hem saraylarımızın değerlerine değer katmış, hem de ola ki bazı idarecilerimizin beşer olması hasebiyle üzerlerinden kolay kolay atamadıkları “kişinin kendini üstün görmesi ve bu duyguyla başkalarını aşağılayıcı davranışlarda bulunması” demek olan kibir belasından kurtulmalarına vesile olunmuş olmaz mı?..
***
“Allah kendini beğenen ve böbürlenip duran kimseyi asla sevmez.” (Nisâ, 36) (“Kibirlenen kimse Allah karşısında bağımsızlığını ilân ediyor ve nefsine tapıyor demektir.” DİB, Kur’an Yolu tefsiri)
Vesselam…
20 Haziran 2020 C.tesi / 28 Şevval 1441
“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.” (Yusuf Has Hacip)