BAHÇELİ GİZLİ AK PARTİLİ Mİ?

“Kendisinden fazlasıyla iyilik gördüğün kimseye  fenalık etmen insanlık değildir.” (Şeyh Sadi)

Bahçeli gizli Ak Partili mi?!..

Milletimize has güzel vasıflardan biri de; vefa duygusudur.

İnsanımız ekmek yediği tekneye genelde pislemez! Yardım ve hizmet gördüğünde, karşılığını vermek ister… Tabii ki (her yerde olduğu gibi burada da) istisnalar ihtimal dâhilindedir. Nasıl ki Allah Teâlâ’nın mülkünde yaşayıp O’nun nimetlerinden istifade ettiği halde, inanmayıp nankörlük yapanlar olabiliyorsa, Hükümetin hizmetlerinden istifade ettiği halde, şükretmek bir yana küfredenler (dün olduğu gibi bugün de, yarın da) olacaktır. (Allah Teâlâ’nın nimetleri yanında beşerin hizmetlerinin ehemmiyeti nedir ki?!) Bu, Hükümetin hizmetinden istifade eden her vatandaşın hükümete itiraz etmeyeceği veya iktidar partisini destekleyeceği anlamına gelmez.  Aynı şey belediye hizmetleri için de geçerlidir. Keza, devlet dairelerinde veya belediye birimlerinde çalışan başka siyasi parti mensuplarının, hizmetini takdir ettiği hükümetin veya belediyenin miting ve sair etkinliklerine katılıp destek vermeleri de gönül verdikleri partiyi terk ettiği anlamına gelmez.   Ak Parti’nin Kazlıçeşme’de 1,3 milyondan fazla kişinin katıldığı mitingin tamamının Ak Partililerden ibaret olduğunu söylemek haliyle mümkün değil. Muhtemelen ‘gezi’ eylemlerini ve onları destekleyenleri protesto etmek isteyen (Ak Partililer dışında) sair partililer de bu mitingde yer almış olabilir! Sayın Devlet Bahçeli, Ak Parti mitinginde MHP bayraklarının bulunmasını (Ak partililerinin organize ettiği) provokatif eylem olarak değerlendiriyor ve çok ağır, tahrik edici üslup kullanıyor!.. Oysaki çoğu Ak Partili belediyelerde MHP’li gençlerin istihdam edildiği biliniyor. Mesela Ankara’da Melih Gökçek’in bu gençlerle iyi diyalog içinde olduğu gizli değil! “Sizler bizi destekleyin, biz de sizleri destekleyelim!” kabilinden! Belediye birimlerinde çalışan bu gençler kendi iradeleriyle veya bazı belediye başkanlarının ricası (!) ile bu mitinglere katılmış olamazlar mı? Bahçeli’nin bu tavrı ve üslubu; bu gençleri MHP saflarında mı bırakır, yoksa Ak Parti saflarına mı katar? Geçmişte rahmetli Sayın Erbakan Hocamızın Ak Parti ve Sayın Erdoğan ile arkadaşlarına kullandığı sert üslup;  Milli Görüş tabanını Ak Parti saflarına ittiği gibi laik kesimin de Tayyip Beye güven duymasını sağlamıştı. Ve Erbakan Hocamızın bu üslubu bilerek kullandığı, yıllardır emek verdiği davasının iktidar olma şansını zaafa uğratmak istemediği, siyasi talebeleri Tayyip Bey ve arkadaşlarının zarar görmemesi için gayret gösterdiği, esasında onun samimi ve iyi bir (gizli) Ak Partili olduğu iddia edilmişti! Sayın Bahçelinin bu üslubu da (Erbakan misalinde olduğu gibi) parti tabanını Ak Parti saflarına itecekse, dolayısıyla böyle bir üslup MHP’den çok Ak Partinin işine yarayacaksa, o zaman “Sayın Bahçeli yoksa gizli Ak Partili mi!” diye sorulmaz mı? Gezi Parkı eylemlerine katılan ilk günlerdeki iyi niyetli çevrecilerin “mes’elenin 3-5 ağacın sökülmesi” olmadığını anlayıp geri çekilmelerinden, hükümet yetkililerinin eylem temsilcileriyle görüşmelerinden sonra hala eyleme devam eden ve onları desteklemekte ısrar eden marjinal gruplar daha net belirlenmiş oldu. Ekonomik istikrardan ve milletin huzurundan rahatsızlık duyan eylemciler ve sevenleri (imha grubu) ; CHP başta olmak üzere bazı marjinal partiler, bazı sanatçılar, bazı gazeteci sıfatını taşıyan kişiler, kendini çapulcu diye tanımlayan bazı iş adamları, bazı bankacılar tek bir safta toplanmayı tercih edince, onlara karşı ihya grubu kendiliğinden oluşmuş oldu! Tayyip Bey bu fırsatı iyi değerlendirdi. “Milli İradeye Saygı” mitingleriyle (Ak Parti bayrakları yerineTürk bayraklarıyla) milli ve manevi değerlere bağlı yüz binleri meydanlarda bir arada buluşturdu. Kişi ya İmha grubuna katılacak veya ihya grubunda yer alacak! Üçüncü bir grup yok! MHP ve Saadet Partisi idarecileri istemeseler de parti tabanları (imha grubundan gözükmemek için) ihya grubu içinde yer alacaktır. BBP yönetimini ferasetli tutumundan dolayı tebrik etmek gerekir. Ak Parti aylarca düşünse böyle bir projeyi geliştiremezdi! Bütün muhalefet ittifak etmiş, iç ve dış muhalifleri de yanlarına almışlar, adeta Ak Parti için çalışıyorlar! Allah’ın yardımı böyle bir şey olsa gerek! Yanlış zamanda, yanlış yerde durdular!.. Türkiye’de her on yılda bir tekrarlanan demokrasiyi sekteye uğratma operasyonu, bu defa hedefine ulaşamadı. Belli ki Hükümet tedbirliymiş. Hükümetin güçlü olduğu bir dönemde bu hamleye teşebbüs edilmiş oldu. Oysa geçmişte, koalisyon hükümetlerin zayıf zamanlarında bu tür operasyonlar düzenlenirdi. Eylemciler bu defa zamanlama hatası yaptılar! Peki, bundan sonra bu faiz lobileri ve çapulcu (!) iş adamları ne yapacaklar? İmha grubu karşısındaki (%50 değil, belki %75) ihya grubu şayet; -       Bu çapulcuların mallarını boykot edip “bunların mallarını ve markalarını bu tarihten sonra artık kullanmayacağız, hatta alıp satmayacağız” derlerse… -       “Bu faiz lobilerinin bankalarındaki hesaplarımızı kapatıyoruz, mevduatlarımızı çekiyoruz, bu bankalardan kredi kullanmayacağız, bu bankalar vasıtasıyla havale göndermeyeceğiz, velhasıl bu bankalarla hiçbir işlem yapmayacağımız”  derlerse, kimi kime şikâyet edecekler? Sizin imha ekibini desteklemeniz demokratik hak oluyor da, milletin yakıp yıkmadan, sessiz boykotu demokratik hak olmaz mı? Demir tavında dövülür!.. Bu eylemler vesilesiyle Hükümet, içte ve dışta gerçek dostlarını tanıma fırsatı bulmuş oldu. Hukuki ve idari zaaflar ve boşluklar tespit edilmiş olmalı… Milletin büyük bir desteğinin Erdoğan’dan (dolayısıyla Hükümetten) olduğu bir anda, Meclis tatile girmeden hukuki boşluklar düzeltilmelidir!.. Öncelikle; ·         Kamu ve özel şahıs mallarına verilen zararların eylemcilerden ve müşterek sorumlu sıfatıyla destekçilerinden alınmasına yönelik hukuki düzenlemeler yapılmalıdır. ·         “Basın hürriyeti” arkasına sığınarak “milleti tahrik etme” hürriyeti(!) disipline edilmelidir. Haber verme hürriyetinin hakaret hürriyeti olarak kullanılması önlenmelidir. Esasen bugüne kadar bu düzenlemelerin niçin yapılmadığı da düşündürücüdür! ·         Mahalli seçimlerin yaklaştığı bir dönemde bu basın hak ve hürriyeti daha da istismar edilebilecektir.  Mesela bu nasıl bir basın hürriyetidir ki, sözde bir basın mensubu(!) çıkıp sevmediği veya menfaat elde edemediği bir bürokrata, bir idareciye, bir iş adamına, toplumun sevdiği bir kanaat önderine mesnetsiz hakaret edecek, onun itibarını zedeleyecek yazılar yazacak, ama kimse ona dokunamayacak! Mahalli seçimler yaklaşırken yeni yeni gazete ve haber siteleri türeyecektir! Bilhassa mevcut belediye başkanları veya yeni aday adayları hakkında karalayıcı haberler muhtemelen daha da çok çıkacaktır. Bu itibarla ciddi ve gerçek habercilik yapan (bilhassa mahalli) gazete ve internet haber sitelerini teşvik edici, mali açıdan güçlendirici düzenlemeler yapılmalıdır. Amiyane ifadeyle tetikçilik yapan sözde(!) basın mensuplarına ve müesseselerine de fırsat verilmemelidir. Ey ihya ekibinin güzel insanları! Bırakın, duranlar dursun… Yürümesini beceremeyenler tabii ki duracaktır! Bize durmak yakışmaz… Adımlarımızı daha da sıklaştıralım, yürüyelim arkadaşlar!..   “Biri sana sırtını çevirirse üzülme, böylece dostunla düşmanını ayırt etmiş olursun.” (Hz. Ali) Vesselam…  23.06.2013    

www.giresunaktuel.com’da yazı…

YORUMLAR
Site İçinde Ara

Haftanın Sözü

“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.” (Yusuf Has Hacip)

Namaz Vakitleri
Giresun Hava Durumu
GİRESUN