“Sakın insanların kötüsü ile iyisi senin yanında eşit olmasın. Zira eşitliğin böylesi iyileri iyilikten soğutur, kötülerin de fenalığa meylini devam ettirir.” (Hz. Ali)

Adaylık yarışında yer almamak!..

  7 Haziran seçimlerinde 550 aday arasına girebilmek için partilerde “benlik” yarışı başladı… Milletvekilliği, demokratik sistemde memlekete ve millete hizmet noktasında ulvi ve şerefli bir sıfat ve fırsat… Bir zamanlar aday tespitlerinde “vazife istenmez, verilir” prensibi uygulanırdı. Parti teşkilat yetkilileri araştırır, istişare eder; en ehil görülen kişiye adaylık teklifi götürülürdü… Günümüzde ise “vazife verilmez, alınır” prensibi revaçta. Kendini ehil görenler  “vekillik” yarışına giriyorlar. Bir bakıma haksız da sayılmazlar; vazife verilmeyince ne yapsınlar?.. Kendilerini vazifeye ehil görenlerin “vazife verilirse ben de vazifeye hazırım” demesinden daha tabii ne olabilir! Kaldı ki bugünkü demokratik sistemde seçilme hakkına sahip her vatandaşın “ben adayım” diye ortaya çıkması ve adaylığını ilan etmesi; en tabii hakkıdır. Bir kişinin, doğup büyüdüğü memleketine ve milletine hizmet etmek için “tensip edilirse hizmete ben de talibim, işte özgeçmişim, işte referanslarım” demesi, takdir ve tebrik edilecek güzel bir hareket… Ancak, bugün maalesef ifrata kaçılarak “en ehil benim, benden başka bu makama layık kimse yok” dercesine bir yarışa giriliyor. Hatta bir defa hasbelkader bir makama gelenler veya vekil olanlar, makamın ve vekilliğin tadını almış olacaklar ki; ne hikmetse o makamı ve kazanılmış sıfatları kolay kolay bırakmak istemiyorlar! Eski vekillerin bu iştahlı tavırları belki yeni adayların da iştahlarını kabartıyor! Eski yeni milletvekilleriyle nice bürokratların adaylık yarışı için sıraya girdiği bir süreçte, ömrünün üçte ikisini siyasi arenada geçirmiş ve 2011 seçimlerinde Ak Parti’den aday adayı olmuş biri olarak, bu hizmet yarışında yer alıp almama hususunu kendi nefsimizde (bazı dost ve okuyucularımızla) mini bir anket sorgulaması yapalım istedik. Dedik ki, kişi kendi mes’elesinde önyargılıdır, pek objektif olamaz. Ama dışarıdan bakanlar daha objektif görürler… Ve öyle de oldu… Güzel de oldu. Öyle ki…

• “Milletvekili olarak bilgi ve donanımınızla Giresun’a en iyi hizmeti vereceğinize inanıyorum… Sizin gibi çıkar gütmeyen, vatandaşın sıkıntılarını dile getirip paylaşmanız bizleri hoşnut etmektedir... Gerçek değerlerimizden olduğunuzdan fikirlerinizden tecrübenizden faydalanmak adına, aday olmanız halinde, seçmen kaydımızı Giresun’a aldıracağım…
• Giresun’un size ihtiyacı var.. Bu görevden kaçmamalısınız. Aday olmalı ve bununla ilgili gerekli teşebbüslerde bulunmalısınız. Çok önemsediğim bir söz var "Mazisi kendisine kefil insan olmak" sizin maziniz kendinize kefil… Bu hizmet kervanında sizleri de görmek bizi ziyadesiyle mutlu eder.
• Partide akil insan, sözü dinlenen abi, liderinin ve partinin önünü açacak, dava şuuruna sahip, vicdanlı, doğruya doğru yanlışa yanlış diyecek, mal ve makamı elinin tersiyle iten, sadece millete ve memlekete hizmet için çalışacak tecrübeli siyasetçilere ihtiyaç var…
• Sizleri yakinen iyi tanıyorum... Sizler küreği çektiğiniz. Başkaları böreği yiyorlar. Sizin partiye davet edip yönetimde yer verdikleriniz milletvekili oldular. Siz, size sıra vereceklerini mi bekliyorsunuz? Milletvekilliği hizmeti geçenler için bir hak ise, bu hakka en fazla layık olanlardansınız… Sık sık vazife istenmez verilir, diyorsunuz. Vazife ehline veriliyorsa istenmez. Ya ehline verilmiyorsa, istenmesi gerekmez mi? Siz de biliyorsunuz ki aşırı tevazu riyadır. Bu yarışta aday olup siz de yer almalısınız.” gibi, yeşil ışık yakanlar olduğu gibi…

 “- Siz önceki dönem aday adayı olduğunuzda, size aday olma fırsatı verilmemişken (şu veya bu sebeple) bu dönem neler değişti ki size aday olma fırsatı bu dönem verilsin!.. Toplumda sizin fikirlerinize katılan da katılmayan da sizi akil insan görüyor. Akil insan konumunda gördüğüm bir insanın aday adaylığını doğru bulmuyorum… - Adaletin olmadığı bir yerde sevdiklerimizin adalete kurban edilmesine gönlümüz razı değildir. Kanalın başındakiler değil de makas değiştiricilerin etkin olduğu bir tren yolcuyu hedefe ulaştırmaz. - Gönlünüzden geçen güzellikleri vekil olarak hizmete dönüştüreceğinizden kuşkum yok. Ancak sıfatlarını buradan belirtemediğim o kadar çok fırsatçı varken işiniz zor. - Seni çok yakından tanıdığına inanan bir kişi olarak bu işi en iyi şekilde yapacağına ve en iyi temsil edeceğine inanıyorum. Ancak şu anda AK Parti Teşkilatlarının senin bu konumunu değerlendirebilecek kadrolardan oluştuğuna inanmıyorum… - Aday olmanız çok önemli ancak bu kurtlar sofrasında size bir imkân tanınır mı?.. - Giresun'da siyasetin belli bir dönem için şekillendirildiğini ve rezerv edildiğini görmekteyim. Siyasi yönetmenlerin bundan öte bir başkalarının buraya müdahale etmemeleri için de gerekli önlemi aldıklarını düşünüyorum… 425 bin nüfusun yaşadığı il genelinde %67 oy alabilen bir partinin  100 bininin yaşadığı bir belediyeyi alamamasının hesabı bir şekilde gündeme gelmeli ve bunun sorumlularının kamuoyu önünde hesap vermeleri sağlanmalıdır. Bu ve benzer durumlarda hesap sorabilecekseniz aday olun, yoksa yerinizde oturun, derim!” gibi, sarı ışık yakanlar da oldu… Hatta.. “-Giresun’da öyle bir ekip kurulmuş ki parti teşkilatlarını tekellerine almışlar. Tapulu arazilerine başkalarının girmelerine müsaade etmeyenler gibi kendi ekipleri dışındakilerin yönetimlere girmesine fırsat tanımıyorlar. Yönetimi tamamlayacak kendi adamlarını bulamadıklarında önceden yine kendilerinin yerleştirdikleri belediye meclisi ve il genel meclisi üyelerinden takviye ediyorlar. Hatta bazı yönetim kurullarında karı koca eşlerden birini asil, diğerini de yedek üyelikte değerlendirildikleri söyleniyor. Bunlar öyle bir ekip ki hem teşkilatın kapısını kapatıp kimseye hizmet verme fırsatı vermiyorlar, hem de teşkilatta hizmet vermeyene teşkilat olarak destek veremeyiz diyebiliyorlar! Böyle bir yapı sizin gibilere fırsat tanımaz!.. - Sizler, yıllardır vazife verilmeden talep edilmemesi gerektiğini yazıyorsunuz. Başkaları için yaptığınız tavsiyeyi kendiniz uygulamazsanız. Aksi halde ilmiyle amil olmayan âlim durumuna düşersiniz. Siz Parti Genel Merkezi tarafından tanınan ve bilinen bir şahsiyetsiniz. Onlar sizi davet etmiyorsa, sizin hizmete talip olmanızın bir anlamı da olmaz… Senin üzülmeni istemem. Seni seviyorum. Selam ve dua ile.” gibi, kırmızı ışık yakanlar bile oldu. Lehte ve aleyhte (yeşil, sarı, kırmızı ışık yakarak) fikir beyan eden bütün dostlara müteşekkirim… Yazılı ve ikili istişareler neticesinde samimi dostların güzel fikirlerinden aldığımız mesaj; “bugün için bu adaylık yarışında yer almamamızın daha hayırlı olacağı” şeklinde oldu. Milletvekilliği, memleketimize ve insanımıza hizmet edebilmek için önemli bir imkân, güzel bir fırsat… Lakin tek yol, tek vasıta, tek sıfat da değil! Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’nun dava adamlığından, samimiyetinden ve hizmet aşklarından asla şüphe duymuyorum. Ak Parti iktidarının ülkemiz ve milletimiz için büyük bir şans olduğuna inanıyorum. Tabanda; teşkilatlarda, belediyelerde, hatta milletvekillerinden ve Bakanlardan yanlış yapanlar olsa da, yanlışlıkların asgariye inmesi için, ehil adayların tespiti ve seçimlerde en iyi neticenin alınması için mücadeleye devam edeceğiz.    “Âlemde zaten vefa yok imiş, yahut şu zamanda herkes vefasız. Kimse yoktur ki; ok atma ilmini benden öğrensin de sonunda beni nişan almasın!”  (Şeyh Sâdî Şîrazî) Vesselam… 20 Şubat 2015­ / 1 Cemâziyelevvel 1436