Boş vaatler ve başkalarını kötüleme; palyatif, geçici avutma taktiği ve acziyet ifadeleridir.
“Bir okçu hedefini şaşırdığında dönüp kendisine bakar. Hedefin vurulamaması, hedefin suçu değildir. İsabetinizi artırmak için kendinizi geliştirmelisiniz.” (Girbert Arland)
Eski sadrazam, yeni sadrazama görevi devrederken kapalı 3 zarf bırakır…
Yeni göreve başlayan sadrazam masasının üzerinde not yazılı bir pusula ve üç kapalı zarf görür... Not kâğıdının üzerinde “Başın sıkışırsa birinci zarfı, biraz daha sıkışırsa ikinci zarfı, çok sıkışırsa da üçüncü zarfı açarsın!” yazılıdır.
“Mü’minler arasında îmânca en kâmil olanı, ahlâkça en güzel olanıdır.”
“Güzel ahlak, büyük günahları, suyun kirleri temizlemesi gibi temizler. Kötü ahlak ise, salih amelleri, sirkenin balı bozduğu gibi bozar.” (İbn-i Hibban)
Mübarek Cumamız bereketli ola!.. Hayırlar feth, Şerler def ola.. Gönüller şâdu handân, Müşkilatlar hallu âsân ola…Hastalar şifâyâb, Dertliler devâyâb, Borçlular edayâb, Nâ-murad olanlar ber-murad ola…
Temiz bir yönetim; pis işlere bulaşmışların tamamının tasfiyesiyle ancak mümkündür!
“Kişi bu, alçak dünyaya tenezzül etti mi, bala kapılmış sineğe döner.” (Sadi Şirazi)
“Biz devlette suiistimalleri önleyemiyoruz. En güvendiğimiz adamların iş başına gelince şahsi menfaat peşinde koştuklarını görüyoruz. Bunu önlemenin çaresi nedir?”
Ananı öpen ‘Kadı’ ise, kimi kime şikayet edeceksin?..
“İstediğin kadar inançlıyım de namaz kıl, sadaka ver. Umut verip, güven aşılayıp da yarı yolda bıraktığın insanın gönül sadakasını her iki dünyada da veremezsin.”(Hz. Mevlana)
İdari makamlarda etkili ve yetkili kişilerin bulunduğu dönemlerde; Adaletsizlik ve hukuksuzluk herkesçe duyulup yayılmaya başladığında..
Koyunları kurtların değil de çobanların yemeye başladığında.. Fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin feryâdı göklere çıkarcasına yükselmesine rağmen bunu da taşlardan başkası işitmediğinde; bu “Ananı öpen ‘Kadı’ ise, şikâyetini kime yapacaksın?” hikâyesi sıkça anlatılır olmuştur.
Zalimlere beddua, Millete dua!..
“Resûlüm! De ki: Duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin?” (Furkân, 25/77)
Mübarek Cumamız bereketli ola!..
Hayırlar feth, Şerler def ola.. Gönüller şâdu handân, Müşkilatlar hallu âsân ola…
Hastalar şifâyâb, Dertliler devâyâb, Borçlular edayâb, Nâ-murad olanlar ber-murad ola…
Kalplerimiz mesrûr, Ayıplarımız mestûr, Günahlarımız mağfûr, Dünya ve Ahiretimiz ma’mûr ola.
Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı!..
“Senin iyiliğini isteyen kimse, “yolunda şöyle bir diken var” diyendir. Yolunu kaybedene iyi gidiyorsun demek şiddetli bir zulümdür.” (Şeyh Sâdî Şîrazî)
“Ben demedim, siz dediniz!” diye söyletebilme ustalığı!..
Haber acı da olsa, bir kaza ve ölüm haberi de olsa; haberi muhatabı öfkelendirmeden verebilmek.
Kaleminize ve dilinize sahip olunuz!
Hani sen “Dayanamıyorum artık.” diyorsun ya; Allah Teâlâ da “Ben sabredenlerle beraberim.” buyuruyor! (Bakara,153)
Değerli dostlar, sevgili gönül erleri aman dikkat!.. Özellikle 2019 seçimleri sonuçlanıncaya kadar kaleminize ve dilinize sahip olunuz!
“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.” (Yusuf Has Hacip)