Eleştiri kültürünün gelişmediği yerde profesyonel dalkavuk kültürü gelişir, canlanır, pirim yapar.
“Bir kimsenin beni yüzeme karşı methetmeye hakkı olursa, yüzüme karşı beni tenkit etmeye de hakkı olması lazım.” (Bismark)
İnsanoğlu eleştiriden pek hoşlanmaz… Hele hele makam ve mevki sahibi kişiler hiç hoşlanmazlar.
Muktedirler, yaptıklarının ve konuştuklarının doğru olduğuna inanarak yaparlar ve konuşurlar… Kendi doğrularına aykırı sözlere pek tahammül edemezler. Yanlış da olsa yaptıkları ve konuştuklarının takdir edilmesi ve alkışlanması onlar için can suyu gibidir.
“Allah’ım merhametsizleri bize musallat etme.”
“Allah’ım! Fayda vermeyen ilimden, ürpermeyen kalpten, doymak bilmeyen nefisten ve kabul edilmeyen duadan sana iltica ediyoruz.” (Müslim, Zikir, 73)
Ey Allah’ım! Senden korkmayanı ve bize acımayanı başımıza musallat etme… Dinimizden dolayı bizi zillete düşürmeye çaba sarf edenlere fırsat verme!
“Bu kuyruk politikası; çözüm değildir. Halkın büyük bir kesimi için hoşnutsuzluk vesilesidir.”
“Bir okçu hedefini şaşırdığında dönüp kendisine bakar. Hedefin vurulamaması, hedefin suçu değildir. İsabetinizi artırmak için kendinizi geliştirmelisiniz.” (Girbert Arland)
Olmaz efendim; kuyruğun ‘yokluk’lusu, ‘varlık’lısı olmaz!.. Kuyruk; acziyetten, zarurette, ihtiyaçtan doğar. Kuyruk; idarî zafiyetin neticesidir.
“Dua, ibadetin özüdür.”
“Yarabbi! İçimizdeki birtakım sefihlerin (beyinsizlerin) işlediği (günah) sebebiyle bizi helâk eder misin?” (A’raf, 155)
***
Bizleri Allah ile aldatan ve aldananlardan, mülkle şımaranlardan, imkânla azanlardan eyleme, yükseldikçe alçakgönüllü olmayı, büyüdükçe mütevazı olmayı, çoğalttıkça şükretmeyi nasip eyle Allah’ım.
Sultan Abdülhamid Han’ı vefatının 101. Sene-i devriyesinde şükranla ve minnetle yad ediyoruz…
“Tarih”i tekerrür diye ta’rif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi… Ne odunmuş babanız, olmadı bir baltaya sap! Ona siz benzemeyin, sonra ateştir yolunuz.” (Mehmet Akif)
Osmanlı İmparatorluğunun 36 hükümdarı arasında belki en büyüğü, 34 yaşında tahta çıkan, 34.Padişahı ve 113.Halifesi, 76 yıllık ömrünün 33 yılı saltanatta geçen; Ulu Hakan, Cennet Mekân Sultan II.Abdülhamid Han’ı vefatının 101. Sene-i devriyesinde şükranla ve minnetle yad ediyoruz…
İktidar mı olamadık?.. İktidar olduk da muktedir mi olamadık?
“Güvendiğiniz dağlara karlar yağdığında en güzel çare, dağ ile karı başbaşa bırakmaktır…
Gün gelip karlar eridiğinde; dağ yolunuzu gözleyince en güzel cevap, başka bir dağdan selam yollamaktır.” (Hz. Mevlâna)
Hani bir zamanlar ne emellerimiz, ne güzel hayallerimiz ve ideallerimiz vardı!
İktidar olmaktı gayemiz!
“Allah’ım merhametsizleri bize musallat etme.”
“Yarabbi! İçimizdeki birtakım sefihlerin (beyinsizlerin) işlediği (günah) sebebiyle bizi helâk eder misin?” (A’raf, 155)
Ya Rabbî! Doğru sözü eğip bükerek Müslümanları kandırmaya çalışanlara, dini değerlerimizi, îmânımızı, İslam’ımızı tahrif ve istismar etmek isteyenlere fırsat verme… Hâinleri, hilekârların hilesini, zalimlerin zulmünü yakala ve bizden uzak tut… İyinin ve kötünün seçilemez olduğu zamanlarda bize iyiyle kötüyü ayırt edecek akıl ve şuur ihsan eyle.
“Aslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine aslan kesilir. Eğer aslanlara köpek baş olursa, o aslanların hepsi köpek olur.” (Yusuf Has Hacip)